Stabil kripto paraların toplam arzı 252 milyar dolara ulaştı: Güvenlik ve regülasyon ön planda

2025’in ilk yarısında stabil kripto para sektörü, hem finansal piyasalarda hem de kripto para ekosisteminde kayda değer bir büyüme yakalayarak önemli bir kırılma noktasına ulaştı. CertiK Research tarafından kısa süre önce yayımlanan bir rapora göre stabil kripto paralar artık finansal altyapının ayrılmaz bir parçası haline gelirken, beraberinde getirdiği güvenlik riskleri ve değişen düzenleyici ortam da piyasa yapısında ciddi etkiler yaratıyor.

USDT, USDC ve PYUSD gibi önde gelen stabil kripto paralar, hem arz hacimlerini artırmaları hem de düzenlemelere uyum konusundaki çabalarıyla pazar paylarını genişlettiler. Bununla birlikte, daha yeni oyuncular olan RLUSD, USDS ve FDUSD de ‘güvenlik’ ve ‘benimsenme’ açısından hızla kendilerine yer edinmeye başladı. CertiK Research, Skynet olarak adlandırılan güvenlik puanlama sistemine dayanarak bu projelerin risk profillerini derinlemesine inceledi. Sadece teknik güvenliği değil; ‘uyum süreçleri’, ‘operasyonel istikrar’ ve ‘kullanıcı koruma kapasitesi’ gibi farklı açılardan da kapsamlı analizler sunuldu.

2025’in ilk yarısı itibarıyla stabil kripto paraların toplam arzı 204 milyar dolardan 252 milyar dolara ulaştı. PYUSD, piyasa değerini ikiye katlayarak Solana(SOL) ağına entegre olması ve %3.7 yıllık ödül programı gibi adımlarla dikkat çekti. USDC, MiCA lisansı alarak ve halka arz sürecini başarıyla tamamlayarak en hızlı büyüyen stabil kripto para olurken, TRON ağı üzerindeki USDT’nin yüksek dolaşım ve işlem hacmi sürüyor. Ancak Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemesi karşısında TRON tabanlı USDT, Avrupa pazarından çekilme baskısıyla karşı karşıya kaldı.

Öte yandan güvenlik olayları da piyasadaki risk algısını artıran önemli bir başlık haline geldi. CertiK Research verilerine göre, 2025’in ilk yarısında yaşanan toplam 344 güvenlik olayı sonucunda yaklaşık 2.47 milyar dolar kayıp yaşandı. Bybit cüzdanına yönelik saldırı, tek başına 1.5 milyar dolarlık zarar yaratarak tüm yılın en büyük güvenlik olayı oldu. Bu olay, ‘işletim altyapısına yönelik tehditlerin’ sadece akıllı sözleşmeleri değil tüm sistemi etkileyebileceğini gösterdi. Ayrıca Cetus Protocol ve Infini gibi merkeziyetsiz uygulamalarda da ciddi güvenlik açıkları görüldü; bu da stabil kripto paraların dayandığı uygulama ortamına yönelik daha derinlikli ‘risk değerlendirmelerini’ gündeme getirdi.

Regülasyon cephesinde ise ABD ve Avrupa Birliği, ciddi yasal çerçeveler oluşturma konusunda önemli adımlar attı. ABD tarafında STABLE Yasası ve GENIUS Yasası ile federal düzeyde kapsamlı bir düzenleme çerçevesi oluşturulmaya çalışılırken, Avrupa Birliği MiCA regülasyonunu tam anlamıyla yürürlüğe sokarak ‘uyum sağlamamış stabil kripto paraların’ bölgede işlem görmesini neredeyse imkânsız hâle getirdi. Bu sayede USDC gibi ‘regülasyon dostu’ projeler güven kazanarak pazar paylarını artırırken, merkeziyetsiz ve izinsiz projelerin birçok borsadan çıkarılması ‘etki alanlarını zayıflattı’.

Kurumların stabil kripto paralara yönelik ilgisi de artık hız kazanmış durumda. Société Générale, Santander ve Bank of America gibi dünya çapında tanınan finansal kuruluşlar kendi ‘stabil kripto paralarını’ geliştirme planlarını açıkladı ya da hayata geçirdi. Visa ve Stripe gibi ödeme devleri ise USDC üzerine kurulu sınır ötesi ödeme sistemlerini test ediyor. PYUSD özellikle ‘kurumsal ödeme çözümleri’ arasında hızlı kabul görürken, RLUSD güvenlik avantajı sayesinde kurumsal müşterileri çekme konusunda hız kazandı.

Geleceğe dair öngörülere bakıldığında, gelir getiren ve gerçek dünya varlıklarına(RWA) dayalı stabil kripto paraların daha fazla benimsenmesi bekleniyor. Bu yeni nesil projelerin pazar payının %10’a kadar çıkabileceği tahmin edilirken, beraberinde ‘kar amacı güden stabil kripto paralar’ ile bağlantılı yeni risk unsurları da gündeme geliyor. Karşı taraf riski, stratejik risk ve protokol entegrasyonuna bağlı kompozisyon riski gibi faktörler daha belirgin hale geleceği öngörülüyor. ‘Geleneksel finans’ ile DeFi arasındaki entegrasyon derinleştikçe, bu katmanlar arasında ‘risk geçişi’ olasılığı da artıyor.

Peki bu dönemde hangi projeler ayakta kalacak? Cevap basit: sağlam ‘güvenlik altyapısı’, ‘şeffaf rezerv yönetimi’ ve etkin ‘düzenleme uyumu’ sunabilen projeler. 2025’in ilk yarısı, teknolojik olgunlaşma ile kurumsal mevzuata dayanıklılık arasında hassas bir denge arayışının sürdüğü bir dönem oldu. Bu dengenin merkezinde konumlanan projeler ise önümüzdeki dönemde stabil kripto para endüstrisinin yeni liderleri olabilir.