Kurumsal yatırımcılar dijital varlıkları ikiye katlamaya hazırlanıyor

State Street’in en son yayınladığı “2025 Dijital Varlıklar ve Yeni Teknolojiler Raporu”, kurumsal yatırımcıların dijital varlıklara ilgisinin giderek arttığını ortaya koydu. Rapora göre önümüzdeki üç yıl içinde dünya genelindeki kurumsal yatırımcıların yarısından fazlası, ellerindeki dijital varlık miktarını şu anın en az ‘2 katına çıkarmayı’ planlıyor. Bitcoin(BTC) ve Ethereum(ETH) gibi büyük kripto paralar hâlâ portföylerdeki temel gelir kaynaklarını oluştururken, tokenlaştırılmış kamu ve özel varlıklara olan ilgi de hızla yayılıyor.

Rapor, küresel varlık yöneticileri ve kurum yatırımcılarının üst düzey yöneticileriyle yapılan araştırmalara dayanıyor. Bu kapsamda dijital varlıkların artık *deneysel bir alan* olmaktan çıktığı ve kurum portföylerinde ‘ana akım’ bir varlık sınıfı haline geldiği vurgulandı. Günümüzde kurumsal portföylerde dijital varlıklara ayrılan ortalama oran %7 düzeyindeyken, bu oranın önümüzdeki 3 yıl içinde %16’ya çıkacağı öngörülüyor. Bu dönüşümde en aktif alanlar arasında: dijital nakit, borsada işlem gören ve işlem görmeyen menkul kıymetlerin tokenlaştırılması yer alıyor.

Özellikle varlık yöneticilerinin dijital varlıklara yaklaşımının daha ileri düzeyde olduğu görülüyor. Portföylerinin %2 ila %5’ini Bitcoin’e ayıran varlık yöneticisi sayısı, varlığı doğrudan elinde tutan kurumsal yapılara göre 2 kat fazla. Ethereum’un portföydeki oranı %5’in üzerinde olan kurumlar ise bu alanda 3 kat daha fazla temsil ediliyor. İlginç bir diğer veri ise, ‘meme coin’ ve NFT gibi yükselen dijital varlıklara %5’ten fazla ayıran varlık yöneticilerinin oranının %6’ya çıkması oldu. Aynı kategoride varlık tutan diğer kurumsal yatırımcıların oranı ise sadece %1.

Tokenlaştırma (gerçek dünya varlıklarının blok zincirine aktarılması) konusundaki ilgi de önemli bir artış yaşıyor. Tokenlaştırılmış borsa varlıkları, varlık yöneticilerinin portföyünde %6 gibi bir yer kaplarken, bu oran diğer kurumsal yatırımcılarda yalnızca %1 seviyesinde kalıyor. Benzer şekilde; tokenlaştırılmış özel varlıklar için oran %5’e %2, dijital nakitte ise %7’ye %2 şeklinde gerçekleşmiş. Raporda, ‘2030 yılına kadar’ katılımcıların %50’sinin portföylerinin ‘%10 ila %24’ünü’ tokenlaştırılmış varlıklardan oluşturmayı hedeflediği ifade edildi. Bu gelişme, finansal altyapının blok zincir tabanlı sisteme doğru büyük bir dönüşüm geçireceğine işaret ediyor.

Öte yandan, kazançların büyük kısmı hâlâ geleneksel kripto paralardan geliyor. Katılımcıların dörtte birinden fazlası Bitcoin’i en yüksek getiri sağlayan dijital varlık olarak görürken, Ethereum küçük bir farkla ikinci sırada yer aldı. Tokenlaştırılmış varlıklar ise henüz düşük getiri oranlarına sahip olsa da, sektör olgunlaştıkça düzenli bir büyüme yakalayacağı düşünülüyor.

State Street, bu raporla birlikte kurumsal yatırımcıların dijital varlıklara olan ‘uzun vadeli güvenini’ yeniden teyit etti. Özellikle özel varlıkların tokenlaştırılmasının ilk yaygın kullanım alanlarından biri olacağına dikkat çekilirken; kurumların sadece kârlılığı değil, aynı zamanda stratejik dağılım, operasyonel verimlilik ve regülasyon uyumu gibi unsurları da dikkate aldığı aktarıldı.

Dijital varlıkların finansal sisteme entegrasyonu hız kazandıkça, önümüzdeki on yıl içinde küresel finansal yapının ‘temelden dönüşmesi’ bekleniyor. Bugüne dek Bitcoin ve Ethereum'un öncülüğünde gelen bu dönüşümde yeni liderler ise büyük bir olasılıkla ‘tokenlaştırılmış varlıklar’ ve ‘dijital nakit’ olacak gibi görünüyor.