2017’deki ICO çılgınlığının ardından uzun süre gözden düşen ‘halka açık kripto satışları’, şimdi yeniden sahneye çıkıyor. Tiger Research’ün yayımladığı *son rapora* göre 24’ünde, kripto piyasası bu kez *launchpad* (başlatma platformu) modeliyle yeni bir fon toplama dönemine giriyor. Şirket, Legion, Buidlpad, Sonar ve Kaito gibi başlıca platformları odağına alarak, bu modellerin sadece kısa vadeli bir trend değil, uzun vadeli ve *yapısal bir ihtiyaç* doğrultusunda geliştiğini vurguluyor.
2017’de ICO(Initial Coin Offering) projelerinin hızla artmasıyla birlikte piyasa büyük bir ilgi toplamıştı. Ancak sınırlı bilgiye erişim ve denetimsizlik ortamında yaşanan güven kaybı, piyasayı hızla çökertti. Bu süreçte ön satışlar (private sales) ağırlık kazanırken, bireysel yatırımcının erişimi büyük ölçüde engellendi. Son yıllarda olumlu yönde gelişen *regülasyon ortamı* ise bu tabloyu değiştiriyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin MiCA yasasıyla beraber Asya ve Orta Doğu’daki ruhsat yapılarının yaygınlaşması, halka açık kripto satışlarını tekrar mümkün hale getiriyor.
Tiger Research’e göre, öne çıkan dört büyük platformun her biri kendi özgün yaklaşımıyla öne çıkıyor:
*Legion*, ‘Legion Skoru’ adını verdiği sistemle kullanıcının blokzincir üzerindeki faaliyetleri ve dijital ortamdaki etkisini puanlıyor. Yalnızca bu puana göre satışlara kimlerin katılabileceğini belirleyen sistem, sadece yatırım değil aktif katkı da hedefliyor. Yine de subjektif kriterlerin devreye girmesiyle ‘adalet’ sorguları gündeme geliyor. Bu eleştirileri dikkate alan Legion, kriterlerini şeffaflık raporlarıyla savunma yoluna gidiyor.
*Buidlpad*, Sui ekosisteminde çalışıyor ve katılımcıları havuzdaki stake miktarına göre sıralıyor. Bu yöntem likiditenin hızlı toplanmasını sağlıyor ancak belirli bir sermaye düzeyini aşamayan yatırımcılar için *giriş engeli* yaratıyor. Bu dezavantajı telafi etmek isteyen platform, artık "Squad" sistemiyle topluluk katkılarını da ödüllendiriyor. İçerik üretimi ve etkileşim gibi faktörler, ek katılım şansı sağlıyor.
*Sonar*, Echo adlı yatırım platformu tarafından geliştirilen esnek bir model sunuyor. Projeler, satış takvimini kendileri belirlerken, platform sadece teknik altyapı ve yasal çerçeve desteklerini sunuyor. KYC zorunluluğu var, ancak kişisel bilgiler proje sahibine aktarılmadan yalnızca doğrulama sağlanıyor. Katılımcı gizliliği açısından olumlu olan bu yapı, aynı zamanda yatırımcılar için yapısal belirsizlikler taşıyabiliyor.
*Kaito Capital Launchpad*, sosyal veri analiziyle desteklenen bir sistem sunuyor. Katılımcılar Kaito topluluğundaki faaliyetleri, Kaito Token varlıkları ve "Yap" puanı gibi unsurlarla sıralanıyor. Böylece sosyal medya etkisi yüksek kişiler erken aşamada yatırımcı olabiliyor. Ancak, bu modelin Kaito ekosistemi dışındaki kullanıcılar için *katılım şansını azaltabileceği* belirtiliyor.
Tiger Research raporunda uyarılar da yer alıyor. Örneğin, Buidlpad üzerinden fon toplayan projelerin büyük yerel borsalarda listelenmesi sonucunda kısa vadeli kazançlar elde edilmiş olsa da, bu başarının genellenemeyeceği ifade ediliyor. *Aşırı beklenti* yatırımcılar için hayal kırıklığına dönüşebilir, bu da topluluk bağlılığını ve ekosistem güvenini sarsabilir.
Bununla birlikte genel eğilim, bu tür satışların kalıcı ve faydalı bir modele evrildiğini gösteriyor. Tek başına Token Generation Event (TGE) kampanyalarının yüksek maliyetleriyle başa çıkamayan start-up’lar için *launchpad’ler*, düşük bütçeyle daha geniş kitlelere ulaşma avantajı sunuyor.
Bireysel yatırımcılar içinse bu yapılar, uzun süredir erişemedikleri *erken yatırım fırsatlarına* geri dönüş anlamına geliyor. Eskiden yalnızca risk sermayesi firmalarının erişebildiği ilk yatırım turlarına artık daha geniş bir kitle ulaşabiliyor. Öte yandan, beklentilerle gerçekler arasındaki boşluk, şeffaflıkla suiistimal arasındaki denge gibi konular ise dikkatle ele alınmalı. Platformların sürdürülebilirliği ise, bu tür problemleri çözmeye yönelik düzenleyici ve teknolojik gelişimlere bağlı olacak.
Yorum 0