Aave topluluğunda marka varlıklarına dair mülkiyet düzenlemesiyle ilgili başlatılan yönetişim oylaması, beklenmedik şekilde içerideki fikir ayrılıklarını gün yüzüne çıkardı. Tepkilere yol açan bu süreçte, bazı önemli isimler oylamanın yeterli müzakere yapılmadan aceleyle gündeme alındığını savunarak açıkça karşı çıktı.
Gündemdeki teklif, Aave(AAVE) token sahiplerinin protokolün marka varlıkları üzerindeki mülkiyeti yeniden kazanmalarını hedefliyor. Bu varlıklar arasında alan adları, sosyal medya hesapları, isim hakları ve diğer fikri mülkiyetler yer alıyor. Planlanan yapı ise, bu varlıkların bir merkeziyetsiz otonom organizasyon (DAO) tarafından kontrol edilen yasal bir kurumsal form altında yeniden konumlandırılması.
Aave’nin kurucusu Stani Kulechov, topluluğun konuya büyük ilgi gösterdiğini belirterek oylama sürecini resmileştirdi. “Topluluk yol haritası istiyor ve artık karar almanın zamanı geldi. Tartışmaları sürdürmek yerine doğrudan oy kullanarak karar vermek daha sağlıklı” ifadelerini kullandı.
Ancak teklifin ilerleyiş biçimi ciddi itirazlara yol açtı. Teklifin resmi olarak yazarlarından biri olarak görünen eski Aave Labs CTO’su Ernesto Boado, kendi onayı olmadan teklifin oylamaya sunulduğunu belirtti. “Bu teklif aslında bana ait değil. Hâlâ devam eden bir tartışmanın içindeyken oylamaya çıkmasını kesinlikle istemezdim” diyen Boado, topluluk içindeki güvenin sarsıldığını vurguladı.
Aave Chan Initiative (ACI) lideri Marc Zeller da sürecin meşruiyetine dair çekincelerini dile getirdi. Tartışmalar tamamlanmadan, tepeden inme biçimde oylamanın başlatıldığını söyleyen Zeller, topluluk üyelerinden gelen önemli soruların yanıtsız kaldığını ifade etti. Ayrıca yıl sonu tatil döneminde oylamanın başlatılmasının, büyük yatırımcılar ve diğer kilit paydaşların sürece katılımını zorlaştırdığına dikkat çekti.
Zeller, teklifin şeklen toplulukla Aave Labs arasında yetki dengesi kurma çabası gibi görünse de, zamanla “Labs merkezli düşmanca bir devralma girişimine” dönüşmeye başladığını savundu. Oylama hakkında geç bilgi edinen topluluk üyelerinin yönlendirme yapmasının ya da tepki vermesinin ciddi ölçüde zorlaştığını belirtti ve bu durumun adil katılımı sınırladığını öne sürdü.
Buna karşılık Kulechov, beş gün boyunca canlı ve etkili bir tartışma süreci yürütüldüğünü, çok sayıda topluluk üyesinin artık karar aşamasına gelindiğine inandığını aktardı. “Yönetişim, esasen karar mekanizmasıdır. Bu oylama, süreç açısından tüm gereken kriterleri karşılıyor” ifadeleriyle süreci savundu.
Yaşananlar, Aave gibi büyük çaplı DeFi (merkeziyetsiz finans) projelerinde yönetişim süreçlerinin zamanla daha derin gerilimlere yol açabileceğini ortaya koydu. Marka mülkiyeti, oy hakkı ve bilgiye erişim gibi temel konular etrafında yaşanabilecek anlaşmazlıklar, karar alma mekanizmalarının kim tarafından kontrol edildiğini tartışmaya açıyor. Bu örnek, özellikle DAO yapılarının yapısal zorluklarını gün yüzüne çıkaran önemli bir vaka olarak görülüyor.
yorum: Aave’deki oylama süreci, yalnızca bir karar alma tartışması değil, DAO içindeki güç dengelerine yerleşen bir mülkiyet krizinin işareti. Benzer durumların başka DeFi protokollerine de sıçrayabileceği görüşü ağırlık kazanıyor.
yorum: Marka ve fikri mülkiyetlerin merkezi değil de DAO’ya ait olması, topluluğun yönetime gerçek anlamda katılabilmesini sağlayabilir. Bu durum, yatırım güveni ve protokol bağımsızlığı açısından büyük önem taşıyor.
Yorum 0