Stablecoin’ler sonunda kripto para dünyasında en hızlı ana akım haline gelen alan olarak öne çıktı. 2025 yılı boyunca maaş ödemelerinden gayrimenkul işlemlerine ve uluslararası para transferlerine kadar geniş bir kullanım alanında benimsenerek istikrarlı bir büyüme gösterdi. DeFi veri platformu DefiLlama’ya göre, yıl başında yaklaşık 205 milyar dolar seviyesinde olan toplam stablecoin arzı, Aralık ortası itibarıyla %50’den fazla artışla 310 milyar dolara ulaştı.
Stablecoin’lerin bu yükselen ivmesi aslında 2024’ün sonlarında öngörülmüştü. Andreessen Horowitz’in yayınladığı ‘2025 Büyük Fikirler’ raporunda bu alan, kripto dünyasında “en ‘az değer biçilen’ trend” olarak tanımlandı. Raporda, stablecoin’lerin banka sektörünün tarihini tekrar yazabilecek potansiyele sahip olduğu vurgulandı. Andreessen Horowitz’te ortak olan Sam Broner, stablecoin’ler sayesinde büyük firmaların aracıları devre dışı bırakarak doğrudan %2’lik bir getiri sağlayabileceğini ifade etti.
Pazar hızlı şekilde büyüse de rekabet haritası çok fazla değişmedi. Tether(USDT) %60’ın üzerindeki pazar payıyla açık ara liderliğini korudu. Circle’ın USDC’si yılın ilk ayında %37’lik seviyelere çıksa da yıl sonunda tekrar %26’nın altına geriledi. Ancak gözler bu yıl, Ethena tarafından çıkarılan USDtb’ye çevrildi. BlackRock’un tokenize hazine fonu BUIDL’ı teminat olarak kullanan USDtb, arz açısından %850’lik büyümeyle dikkat çekti. Öte yandan aynı şirketin USDe isimli diğer stablecoin’i, 10 Ekim'deki piyasa çöküşüne yol açan tasfiye olayının ardından ciddi oranda hacim kaybetti.
2025 yılı ayrıca stablecoin’lerin sadece arz artışıyla değil, kullanım alanlarının çeşitlenmesiyle de öne çıktı. Circle, yalnızca USDC’ye özel olarak tasarlanan layer-1 blockchain olan ‘Arc’ı devreye aldı. Stripe ise Paradigm ile iş birliği yaparak kendi ağ yapısına sahip stablecoin sistemi ‘Tempo’yu geliştirdi. Tether da USDT merkezli blockchain ağlarını teşvik ederken, Fantom ve MetaMask gibi cüzdan sağlayıcılar da kendi stablecoin’lerini çıkardı.
Kullanım alanları arasında gayrimenkul önemli bir konumda yer almaya başladı. Propy CEO’su Natalia Karayaneva, stablecoin’leri artık ‘spekülatif varlık’ olarak değil, ‘küresel değer transferi altyapısı’ olarak gördüğünü ifade etti. 2026 itibarıyla stablecoin’lerin birçok sektör arasında temel ödeme katmanı olmasını bekliyor.
Bu büyümeye geleneksel ödeme devleri de kayıtsız kalmadı. PayPal, kendi stablecoin’i PYUSD’yi çoklu chain destekli hale getirirken, Shopify ve Klarna gibi platformlar da stablecoin tabanlı ödeme sistemlerini test etmeye başladı. Visa ve Mastercard ise USDC ile yerleşim işlemlerini test ederek entegrasyon sürecini hızlandırdı.
Zincir tarafında ise Ethereum(ETH), 170 milyar dolarlık stablecoin arzıyla en büyük alanı oluştururken, onu Tron(810 milyar dolar) ve Solana(SOL) (16,3 milyar dolar) takip etti. Ancak kullanıcı sayısı açısından en yoğun zincir, 11 milyonun üzerinde cüzdan adresiyle BNB Chain oldu.
Regülasyon cephesinde de önemli gelişmeler yaşandı. ABD’de Temmuz ayında kabul edilen GENIUS Yasası, ülkede federal düzeydeki ilk stablecoin yasal çerçevesini oluşturdu. Yasanın 2026 Mart’ında yürürlüğe girmesi beklenirken, bazı stablecoin projeleri şimdiden bu kapsamında etiketleme yapmaya başladı. Avrupa Birliği ise MiCA yasasını uygulamaya koyarak, stablecoin ihraççılarının AB bankalarında rezerv bulundurma zorunluluğu getirdi. Bu durum özellikle Tether’ın bölgedeki pazar payını geriletti.
Tüm bu gelişmelere rağmen, henüz çözülmemiş bazı temel sorunlar da gündemde kalmaya devam ediyor. DeFi platformu WeFi’nin CEO’su Maksim Sakarov, stablecoin’lerin karşı karşıya olduğu en büyük engelin KYC ve AML kurallarının dengesiz uygulanması olduğunu belirtti. Kurumsal taraf için ‘karşı tarafın kim olduğunu bilememenin’ ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken Sakarov, gelecekte zincir farkının görünmez olduğu, kullanıcıların teknik detaylarla ilgilenmeden işlem yapabileceği bir deneyim modelinin hâkim olacağını öngördü.
Sonuç olarak 2025, stablecoin’lerin yalnızca fiyat istikrarı sağlama aracı değil, kripto dünyasında gerçek ekonomik aktivitenin temel taşı haline geldiği bir yıl oldu. Şimdi ise bu büyümenin ne kadarının düzenlemelerle uyumlu biçimde sisteme entegre edilebileceği en önemli soru olarak karşımızda duruyor.
Yorum 0