Başkan Trump’ın Göreve Gelmesiyle Birlikte Zirveye Ulaşan Sürpriz Yatırım: Altın ve Gümüş Patladı
Başkan Trump’ın 20 Ocak 2025’te göreve başlamasının ardından piyasaların beklentisi teknoloji hisseleri ve kripto paralara yönelmişken, asıl büyük kazancı sağlayan yatırım ‘güvenli liman’ olarak görülen *kıymetli metaller* oldu. Beklenen kripto rallisi ve teknoloji boğası gerçekleşmedi; bunun yerine yatırımcılar, altın ve gümüş gibi fiziki varlıklara yönelerek bambaşka bir rota çizdi.
Trump’ın göreve geldikten sonraki vaatleri arasında sosyal güvenlik vergisinin kaldırılması, bahşişlerin vergiden istisna tutulması, otomobil kredilerinde tam indirimin hayata geçirilmesi ve üretim odaklı vergi indirimleri vardı. Ayrıca, kripto paralara dair düzenlemelerde de rahatlama umudu doğmuştu. Ancak piyasaların tepkisi hiç de beklenildiği gibi olmadı. Yaklaşık bir yılın ardından yapılan analizler, yatırımcıların politik vaatlerden çok *jeopolitik riskler ve küresel belirsizliklere* odaklandığını gösteriyor.
İngiltere merkezli Reuters’in 24’ünde (yerel saatle) aktardığına göre, Başkan Trump’ın görevi devraldığı gün 10 bin dolar yatıran bir yatırımcı altın ve gümüşe yöneldiyse, bugün servetini iki katına çıkarmış durumda. Özellikle *gümüş*, %134’lük artışla öne çıkarken, altın da %60’ın üzerinde değer kazandı. Bu değer artışının temel nedenleri arasında *Rusya-Ukrayna savaşı*, Orta Doğu’daki gerilim, Trump’ın geniş çaplı *gümrük vergisi* hamleleri ve sanayi üretiminde kritik önem taşıyan metallerin arz sıkıntısı yer alıyor.
BBC’ye göre, gümüş arzı büyük ölçüde yan ürün madenciliğinden, yani bakır ve kurşun madenlerinin yan çıktılarından sağlandığı için, talep artışına hızla yanıt verilemiyor. Üstelik elektrikli araçlar, güneş panelleri ve yapay zeka teknolojilerinde kullanılan gümüşün endüstriyel talebi de gün geçtikçe büyüyor. Bu da onu adeta *"dijital çağın kıymetli metali"* haline getiriyor.
Öte yandan, kripto para piyasasında durum oldukça farklı gelişti. Trump yönetimi dijital varlıkları destekleyen politikalar izledi. Temmuz ayında ‘ulusal dijital varlık stratejisi’ yayımlandı ve merkezi olmayan rezerv modeli olan ‘akıllı rezerv’ sistemi duyuruldu. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) ile Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu(CFTC) ise bu politikaları uygulamaya koymak üzere çalışmalar yürüttü.
Buna rağmen, piyasa kripto paralardan uzak durdu. 25 Aralık 2025 itibarıyla Bitcoin(BTC) %18, Ethereum(ETH) %10, Solana(SOL) %52 ve Dogecoin(DOGE) ise %68 değer kaybetti. Sosyal medyada yer alan yorumlara göre yatırımcıların risk algısı değişti; Twitter kullanıcılarından ‘Crypto Rover’, “Bitcoin 90 bin dolar seviyesinde ama hissettirdiği 10 bin dolar gibi. Yatırımcı psikolojisi yerlerde” diyerek bu durumu özetledi. *Yorum: Yatırımcılar beklentiden çok reel risklere odaklanarak portföylerini yeniden şekillendirdi.*
Tüm bu gelişmeler, 2025’in en kazançlı yatırım stratejisinin teknoloji ya da kriptoya değil, altın, gümüş, platin ve paladyum gibi *fiziki varlıklar* üzerine kurulu olduğunu gösteriyor. Eğer yatırımcılar 10 bin doları bu dört metale eşit oranda dağıtsaydı, yalnızca 1 yıl içinde yatırımları %100’ün üzerinde getiri sağlamış olacaktı. Bu tablo, yatırım dünyasında yalnızca politik beklentilerle yol almanın yeterli olmadığını, *gerçek etkiyi oluşturan faktörlerin piyasadaki belirsizlikler ve reel talep* olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.
‘Trump Trendi’ olarak anılabilecek bu yatırım yönelimi aslında sanayi temelli ve jeopolitik kargaşalara karşı korunma sağlayan bir *fiziki varlık süper döngüsü*ydü.
Yorum: Büyük umutlar bağlanan kripto varlıklar ve teknoloji hisseleri, Trump döneminde beklenen çıkışı yapamasa da, küresel endişelerin yatırımcılarda oluşturduğu güvenli liman ihtiyacı tarihi bir metal rallisine yol açtı.
Yorum 0