Bugün her evde yaygınlaşan robot süpürgelerle kıyaslandığında, ilk nesil akıllı ev aletleri ya çok erkendi, ya da çok pahalıydı ve çoğu zaman da yeterince işlevsel değildi. 1990’lı yıllar ile 2000’li yılların başlarında tüketici teknolojisinin vizyonu iddialıydı; ancak bu hayallerin hayata doğru şekilde yansıması oldukça zayıftı. Sevgi veremeyen robot evcil hayvanlar, mobilyalara sürekli çarpan otomatik süpürgeler ve nasıl kullanılacağı anlaşılmayan dijital para çözümleri gibi ürünler, kısa sürede tüketiciler tarafından göz ardı edilerek piyasadan silindi.
Ancak o dönemin başarısızlıkları sadece boşuna yaşanmış deneyler değildi, aksine bugüne giden yolda ‘tohum’ görevi gördüler. O zamanlar alay edilen bu ilk tasarımlar ve denemeler, daha sonra çok daha işlevsel, uygun fiyatlı ve akıllı ürünlerin geliştirilmesine zemin hazırladı.
İsveçli elektronik şirketi Electrolux’un(ELECTROLUX) 2001 yılında piyasaya sürdüğü ‘Trilobite’, dünyada tüketicilere sunulan ilk robot süpürge olarak tarihe geçti. Ultra ses dalgalarıyla engelleri algılayabiliyor ve işi bitince otomatik olarak şarj yuvasına dönebiliyordu. Ancak kullanım açısından birçok eksikliği vardı. Odaların köşelerini temizleyemiyor, kapı eşiklerini aşamıyor ve sık sık arızalanıyordu. Üstelik 1.600 avro (yaklaşık 257 bin won) fiyat etiketiyle çoğu ev için ulaşılması zor bir üründü.
Tüm bu sınırlamalara rağmen, Trilobite modern robot süpürge teknolojisinin gelişiminde temel rol oynayan bir dönüm noktasıydı. Onun ardından gelen markalar bu fikri geliştirip, teknik yetersizlikleri gideren ve fiyat açısından rekabetçi ürünler üreterek robot süpürgeleri günümüzün vazgeçilmez ev yardımcısı haline getirdi. Dolayısıyla Trilobite başarısız bir yenilik değil, geleceği şekillendiren ilk prototip olarak hatırlanıyor.
Yorum 0