Bitcoin(BTC), 106.000 doları aştı: Piyasalarda iyimserlik artıyor

Bitcoin(BTC), haftaya 106.000 dolar seviyesinde başlayarak *riskli varlıklar* genelindeki toparlanma hareketine öncülük ediyor. ABD'de hükümetin kapanmasının sona ereceği yönündeki beklentilere ek olarak Başkan Trump’ın büyüme odaklı açıklamaları da piyasada *iyimser hava* oluşturuyor.

Bitcoin, bu hafta içinde ABD siyaseti tarafından hükümet kapanışının sona erdirileceği yönündeki beklentiler eşliğinde S&P500 ve Nasdaq gibi diğer *riskli varlıklar* ile birlikte yükseliş gösterdi. Hafta kapanışında ise 104.500 doların üzerinde kalmayı başararak *psikolojik direnç* seviyesini aşmış durumda.

Aynı zamanda, ABD’nin *TÜFE (CPI)* verilerini yeniden açıklamaya hazırlanması da yatırımcıların ilgisini çekiyor. Enflasyonun yavaşladığı yönünde işaretler gelmesi durumunda bu durumun, *kripto para piyasası* için ilave bir destek sağlayabileceği belirtiliyor. FED'in gelecekteki *faiz politikası* açısından önemli bir gösterge olması da bu verinin önemini artırıyor.

Piyasadaki iyimserliği destekleyen bir diğer unsur ise Başkan Trump’ın çoğu Amerikalıya 2.000 dolar nakit ödeme sözü. Pandemi döneminde uygulanan genişleyici mali politikaların etkisini hatırlayan yatırımcılar arasında tekrar *teşvik beklentileri* artış göstermiş durumda.

Ancak, *türev ürünler* piyasasında temkinli yaklaşım devam ediyor. Bitcoin vadeli işlemleri ve opsiyon sözleşmeleri üzerindeki *yeni zirve beklentileri* sınırlı kalıyor. Ayrıca, bu yükseliş hareketini doğrulamak için yeterli işlem hacmi henüz sağlanabilmiş değil.

Diğer yandan bazı analistler, büyük Bitcoin sahiplerinin, yani *balinaların* hareketlerini de yakından izliyor. Bu yatırımcıların 2025 yılına kadar satış yönlü hareketlerini sürdürebileceği ve bu durumun fiyat üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sınırlayabileceği ifade ediliyor. Özellikle bu tür *tekrar eden satışlar*, kısa vadeli toparlanmaları zayıflatabilir.

Bitcoin'in hafta başındaki bu yükselişi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilecek olsa da, *faiz oranları*, *makroekonomik veriler* ve *siyasi gelişmelerin* iç içe geçtiği mevcut ortamda, trendin uzun vadeli yönü hala belirsizliğini koruyor. Bu nedenle yatırımcıların, kilit ekonomik verileri ve büyük oyuncuların stratejik hamlelerini dikkatle izlemesinde fayda var.