Bitcoin(BTC), yalnızca spekülatif bir varlık olmaktan hızla çıkarak küresel finans sisteminin temel yapı taşlarından biri haline geliyor. 24’ünde yayımlanan Glassnode ve Avenir Group ortak raporuna göre, 2022 sonundan bu yana Bitcoin ekosistemine yaklaşık 544 milyar dolar tutarında yeni sermaye girişi oldu. Bu gelişme, ağ likiditesini kayda değer şekilde artırırken, Bitcoin’in uzun vadeli finansal bir araç olarak güçlendiğine işaret ediyor.
Rapor, bu yeni piyasa yapısını ‘*likidite üçlemesi*’ olarak tanımlıyor. Bu tanım; zincir üstü aktivite, piyasa mikro yapısı ve makroekonomik eğilimlerin birbirini tamamlar şekilde işlemesiyle Bitcoin’in bağımsız bir varlık sınıfı haline geldiğini ortaya koyuyor.
Glassnode verilerine göre, Mart 2023’ten bu yana Bitcoin yatırımcıları günlük ortalama 550 milyon dolar düzeyinde *gerçekleşmiş kâr* elde ediyor. Bu durum, yatırımcıların güçlü bir alım inancıyla kar realizasyonu yaptığı ve piyasanın da bu satış baskısını derinlikli biçimde karşılayabildiği anlamına geliyor.
Zincir dışı (off-chain) piyasalarda da yatırım ilgisi oldukça yüksek. 2022 sonunda 11,1 milyar dolar seviyesinde olan vadeli işlem ve opsiyon piyasasındaki toplam açık pozisyon büyüklüğü, Bitcoin’in 2025’te 100 bin doları ilk kez geçmesiyle birlikte 114 milyar dolara kadar tırmandı. Bu ivme, yalnızca bireysel ilgiyi değil aynı zamanda kurumsal katılımın da ivmelendiğini ortaya koyuyor.
Özellikle vadeli işlemler piyasasındaki emir defteri analizine göre, 2024’te ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) tarafından spot Bitcoin ETF’inin onaylanmasından önce satış baskısı hakimdi. Ancak onayla birlikte alım yönlü bir eğilim oluştu. Bu durum, Bitcoin’e olan talebin artık sadece beklentilere değil, gerçek alıcı akışlarına dayandığını gösteriyor ve piyasa açısından ‘anlamlı bir dönüşüm’ olarak görülüyor.
Bununla birlikte, kümülatif işlem hacmi farkı (CVD) göstergesi, Bitcoin piyasasındaki mevcut rallinin halen ciddi ölçüde *spekülatif sermaye* akışından beslendiğini gösteriyor. Sürekli vadeli işlemlerdeki hacim, spot piyasaya kıyasla oldukça yüksek olduğu için bu yükselişte halen belirli miktarda balon etkisi olduğu düşünülüyor.
Raporda ayrıca Bitcoin’in fiyat hareketinin artık geleneksel finansal göstergelerle – özellikle S&P500 ve Küresel Likidite Endeksi(GLI) – daha uyumlu hale geldiği vurgulanıyor. Buna karşın, kriptoya özgü piyasa döngüleriyle olan korelasyonu ise giderek zayıflıyor. Spot ETF’lere giren yaklaşık 1,5 milyar dolarlık fon, arbitraj dışı giriş kategorisinde değerlendirilirken, kurumsal alım gücünün aktif biçimde devrede olduğu yönünde güçlü sinyaller veriyor.
Öte yandan altcoin piyasasında ise net bir likidite daralması yaşanıyor. Bu döngüdeki yatırım girişleri, önceki döngülere göre yaklaşık 46 milyar dolar azalmış durumda. Ethereum(ETH), önceki döngüde altcoin girişlerinin %65’ini oluştururken, bu oran günümüzde %31'e kadar çekildi ve bu durum liderliğini kaybettiğini gösteriyor. Buna karşılık Solana(SOL) ve Ripple(XRP) yükselişlerini sürdürüyor ancak bunun arkasında *sağlıksız dinamikler* bulunuyor. SOL, memecoin çılgınlığıyla; XRP ise RippleLabs ile SEC arasında süregelen dava sürecindeki gelişmelerle gündemde kalıyor.
Solana tarafında memecoin’lerin toplam piyasa değeri sadece 400 milyon dolardan 37 milyar dolara yükselerek yüzde 9.150’lik şaşırtıcı bir artış gösterdi. XRP ise, SEC ile olan uzun soluklu hukuki mücadelenin sona yaklaşmasıyla birden fazla kez fiyat artışı yaşadı.
Uzmanlar, bu yapısal farklılaşmanın kripto piyasalarında ilerleyen dönemde izlenecek stratejiler açısından kritik bir kırılma noktası olduğunu düşünüyor. Artık likidite ve düzenlenmiş kurumsal talep, Bitcoin etrafında yoğunlaşıyor ve bu da piyasa güç dengesini köklü biçimde değiştiriyor. Spot ETF’ler ile küresel likidite göstergeleri arasındaki korelasyonun kanıtlanması nedeniyle, teknik analizlerin tek başına yeterli olmayacağı bir döneme girildiği yönünde yorumlar yapılıyor.
Yorum 0