Ethereum(ETH), Bitcoin(BTC)'in yükselişini temel alarak sahneye çıkalı tam 10 yıl oldu. Bu süre zarfında, Ethereum yalnızca bir değer saklama aracı olmanın ötesine geçerek, *akıllı sözleşmelere dayalı programlanabilir bir blokzincir* kavramını gerçeğe dönüştüren öncü bir proje haline geldi. Ancak yıllardır akıllı sözleşme tabanlı blokzincir piyasasında açık ara liderliğini sürdüren Ethereum’un geleceği artık eskisi kadar net görünmüyor.
Bu soru, karmaşık ve dağınık bir yapıya sahip olan Ethereum ekosisteminin doğası gereği kolayca cevaplanamıyor. Yeni katman-1 (Layer-1) projeler hızla büyürken, Ethereum’un teknik üstünlüğü ve ekosistemdeki hakimiyeti bazı alanlarda sarsılmaya başladı. Bu çerçevede CoinDesk, Fransa'nın Cannes kentinde düzenlenen Ethereum Topluluk Konferansı (EthCC) etkinliğine katılarak, Ethereum ekosistemine yön veren önemli isimlerle röportajlar gerçekleştirdi.
Bu röportajlar, "Ethereum’un Ruhuna Dair Savaş(The Fight for Ethereum’s Soul)" adlı belgeselin temelini oluşturdu. Belgeselde Ethereum Vakfı’ndan Thomas Stachek, Polygon(MATIC) kurucu ortağı Sandeep Nailwal, Ethereum France’tan Jérôme de Tychey, Pigment CEO’su Lorien Gabel, Dune Analytics’ten Fredrik Haga, Polygon Labs’tan Marc Boiron, YAP Global’dan Samantha Yap ve Base'te ürün lideri Tom Vieira gibi Ethereum'un kilit aktörleri yer aldı. Yönetmenliğini Cointelegraph'tan Gareth Jenkinson’ın üstlendiği yapımın kurgusu ise kıdemli yapımcı Celine Tan tarafından yapıldı.
Son 10 yılda Ethereum *etkileyici bir dönüşüm* yaşadı. Özellikle 2022 yılında gerçekleştirilen “The Merge” güncellemesi ile klasik iş ispatı (PoW) sisteminden hisse ispatı (PoS) modeline geçilmesi, teknik açıdan oldukça zorlu bir süreç olmakla birlikte, saatte 120 km hızla giden bir aracın motorunun yolda değiştirilmesine benzetildi.
PoS geçişi, Ethereum’un yapısında *ciddi bir değişimi* beraberinde getirdi. Bitcoin’in yoğun enerji tüketen madencilik modelinden uzaklaşarak, varlık sahipliğine dayalı bir doğrulama sistemine geçiş yapan Ethereum, ağ güvenliği ve ödül mekanizmalarında ciddi iyileştirmeler sağladı. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, Ethereum hâlâ “blokzincir ölçekleme üçgeni” (merkeziyetsizlik, güvenlik ve ölçeklenebilirlik) sorununu tamamen aşabilmiş değil.
Özellikle merkeziyetsiz uygulamalar (DApp), merkeziyetsiz finans (DeFi) ve benzersiz tokenlar (NFT) gibi alanlarda kullanıcı ve işlem sayılarında yaşanan patlama, Ethereum’un temel katmanının tüm talebi karşılamakta yetersiz kaldığı bir darboğaz oluşturdu. Bunun sonucunda Optimism(OP), Arbitrum(ARB) ve Polygon(MATIC) gibi katman-2 çözümleri hızla yükselirken, Sui(SUI), Near Protocol(NEAR), Aptos(APT) ve Mantle(MNT) gibi yeni katman-1 projeler de pazar payına göz dikmiş durumda.
Gelinen noktada teknik altyapıdan çok daha fazlası belirleyici hale geldi. *Ethereum’un önümüzdeki 10 yılı*, çekirdek geliştirici kadrosunun, ekosistem oyuncularının ve sayısı giderek artan rakip projelerin etkisiyle nasıl bir kimlik ve yön benimseyeceğine bağlı olacak. Rekabet daha da kızışırken, Ethereum’un blokzincir dünyasında yeniden merkez konuma yükselip yükselemeyeceği kritik bir soru haline gelmiş durumda.
Yorum 0