Telegram CEO’su Durov’dan Fransa’ya sert suçlama: 'Hiçbir delil yokken gözaltına alındım'

Telegram kurucusu Pavel Durov, Fransa hükümetiyle yaşadığı hukuki anlaşmazlık hakkında doğrudan açıklama yaparak, yürütülen soruşturmayı sert bir dille eleştirdi. Durov, Fransız yargı makamlarının hem kendisi hem de Telegram hakkında *herhangi bir yasa dışı faaliyete dair delil bulamamasına rağmen soruşturmaya devam ettiğini* öne sürdü.

Durov, resmi Telegram kanalından yaptığı açıklamada, *hiç tanımadığı suçluların Telegram’ı kullandığı gerekçesiyle* yaklaşık 1 yıl önce Fransa polisi tarafından 4 gün boyunca gözaltında tutulduğunu hatırlattı. Bu durumu “platform kullanıcılarının davranışları nedeniyle bir CEO’nun gözaltına alınması gibi eşi benzeri olmayan bir uygulama” olarak nitelendiren Durov, olan biteni “ne hukuki ne de mantıksal olarak kabul edilebilir” şeklinde yorumladı.

“Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Fransız makamları ne benim ne de Telegram’ın suçlu olduğuna dair en küçük bir kanıt bulamadı” diyen Durov, yürütülen soruşturmanın *yoğun siyasi amaç barındıran bir baskı süreci* olduğunu iddia etti. Ayrıca Fransa hükümetinin sosyal medya ve teknoloji şirketlerini kontrol etme çabasının bir parçası olarak, Telegram’ın *anonimlik ve güvenlik* özelliklerinin hedef alındığını ima etti.

Durov’un çıkışı, blokzincir ve dijital mahremiyetin önem kazandığı bir dönemde, bu alanlarda faaliyet gösteren küresel şirketler için ciddi bir uyarı olarak değerlendirildi. Bazı sektör uzmanları ise Avrupa’daki sertleşen regülasyonların, *açık sosyal ağ ekosistemi üzerinde baskı yaratabileceği* görüşünü paylaştı.

Bir sektör temsilcisi, “Telegram, kripto para projeleri için önemli bir iletişim kanalı. Bu tür hukuki çekişmeler, geliştirici, yatırımcı ve kullanıcılar arasında ciddi güven kaybına yol açabilir” ifadelerini kullandı. Temsilci, TON(TON) gibi kendi blokzincirine sahip platformların artık *siyasi riskleri de göz önünde bulundurmak zorunda kalabileceğini* belirtti.

Fransız hükümeti ise yürütülen soruşturmanın herhangi bir siyasi amaç taşımadığını, yalnızca suç faaliyetlerine karşı adli süreç çerçevesinde ilerlediğini savundu. Ancak Durov’un sert çıkışının, Avrupa ile küresel teknoloji şirketleri arasında tansiyonu daha da yükselteceği öngörülüyor.