Back to top
  • 공유 Paylaş
  • 인쇄 Yazdır
  • 글자크기 Yazı tipi Boyutu
URL kopyalandı.

Tokenizasyon çağı başlıyor: BlackRock ve Circle liderliğinde dönüşüm hızlanıyor

Tokenizasyon çağı başlıyor: BlackRock ve Circle liderliğinde dönüşüm hızlanıyor / Tokenpost

Kripto para sektöründe uzun süredir gündemde olan ‘tokenizasyon’ kavramı, 2024 yılı itibarıyla somut örneklerle piyasada kendini göstermeye başladı. *Gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenizasyonu*, *on-chain finansal sistemler* ve *token bazlı fonlar* artık soyut vizyonlardan ziyade, gerçek şirketlerin ve sermayenin aktif adımlarıyla şekilleniyor. BlackRock(BLK) gibi büyük varlık yöneticileri tokenlaştırılmış para piyasası fonları çıkarırken, Circle’ın sabit kripto parası olan USDC, devlet tahvili ödemelerinde *fiili standart ödeme aracı* haline geldi.

Boston Consulting Group(BCG), 2022’de yayımladığı bir raporda tokenlaştırılmış varlık piyasasının 2030 yılına kadar 16 trilyon dolar (yaklaşık 22.240 trilyon won) büyüklüğe ulaşabileceğini öngörmüştü. Ancak bugünkü durum hâlâ başlangıç aşamasında. Şu anda gerçek dünya varlıklarına dayalı tokenizasyonun piyasa değeri yalnızca yaklaşık 50 milyar dolar (yaklaşık 69,5 trilyon won) seviyesinde. Yine de geçmişten farklı olarak, bu sefer karşımıza çıkanlar yalnızca fikirler değil, *nakit akışı ve düzenleyici uyum temelinde inşa edilen iş modelleri*.

Bununla birlikte, sektörün gelişimine rağmen önünde ciddi bir engel var: *ideal bir düzenleme çerçevesine olan takıntılı yaklaşım*. Mükemmel bir yasal ortam sağlanmadan adım atmak istemeyen yaklaşım, sektör için ilerleme yerine *durağanlık veya gerileme riski* doğuruyor.

Dijital finansın geleceği oldukça net. Devlet tahvillerinden gayrimenkule kadar tüm varlıklar *tokenlaştırılmış biçimde* var olacak. Ne var ki bu dönüşüm, yalnızca dijitalleşmeyle sınırlı kalmamalı. İşlemler daha hızlı, maliyetler daha düşük ve erişim daha geniş olmalı. Fakat geleneksel kurumlar, bu potansiyele yatırım yapamıyor çünkü *belirsizliğe karşı hassasiyetleri* yüksek.

Şu anda düzenleyici kurumların sorunu hareketsizlik değil; dikkatlerini *etkinlikten çok teorik bütünlüğe odaklamış olmaları*. Evrensel, sınır tanımayan regülasyon iş birlikleri ve küresel standart belirleme gibi büyük planlar teoride iyi görünse de, pratikte uygulamayı zorlaştırıyor. Örneğin Basel III, Avrupa’ya özgü bir düzenleyici şema olsa da ABD finans yasalarıyla uyumsuz. Bu yalnızca kripto sektörünün bir sorunu değil; *küresel finans da yapısal olarak bölünmüş durumda*.

Dünyanın önde gelen ekonomileri de bu konuda birbirinden farklı yollar izliyor. ABD, tokenlaştırılmış hisseleri doğrudan menkul kıymet olarak sınıflandırırken, Avrupa Birliği kapsamlı MiCA mevzuatını yürürlüğe koydu fakat *DeFi gibi alanlarda hala yetersizlikler* görülüyor. Singapur ise kurumsal yatırımcılara tokenlaştırılmış tahvillere erişim sağlarken, bireysel yatırımcılara hâlâ sınırlamalar getiriyor.

Teknoloji ve piyasa hızla dönüşüm geçiriyorken, regülasyonların da *kusursuzluk değil*, *süreklilik, netlik ve uygulama odaklılık* ilkesine dayanması gerekiyor. Mükemmele ulaşmayı beklerken fırsatları ertelemek yerine, eksik de olsa uygulanabilir yaklaşımlarla adım adım ilerlemek daha gerçekçi bir çözüm yolu sunuyor.

<Telif hakkı ⓒ TokenPost, yetkisiz çoğaltma ve yeniden dağıtım yasaktır >

Popüler

Yorum 0

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.

0/1000

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.
1