City Protocol, zincir üstü IP ekonomisinde yeni bir çağ başlatıyor

K1 Araştırma(K1 Research), yakın tarihli raporunda blokzincir ekosisteminin yapısal büyüme sınırlarını aşması için *kurumsallaşmış fikri mülkiyet (IP)* odaklı yenilikçi bir yönetişim modeline ihtiyaç olduğunu vurguladı. Raporda özellikle City Protocol projesinin kültürel varlıkların finansallaştırılması modeli üzerinden *zincir üstü (on-chain)* ekonomiye yönelik yeni bir büyüme paradigması sunduğu ifade edildi. Bu modelde yer alan kurumsallaşmış teşvik yapısının, Web3 ekosistemine dair ekonomik sınırlamaları yeniden şekillendirebilecek temel unsur olduğu belirtildi.

City Protocol, yaratıcılar, topluluklar ve piyasalar arasındaki etkileşimi sayısallaştırarak ve kurumsallaştırarak, yaratıcılık temelli kapalı bir inovasyon ekosistemi inşa etmeyi hedefliyor. Bu yapı, sermaye birikimi ya da emek verimliliği yerine teknoloji merkezli bir büyüme yaklaşımına dayanıyor. K1 Araştırma, bu stratejinin DeFi ve NFT odaklı geleneksel kripto büyüme modellerinden temel biçimde ayrıştığını belirtiyor.

Proje, IP’nin yayımı, doğrulama, stratejileştirme, varlıklaştırma ve yapay zeka temelli büyüme adımlarından oluşan beş aşamalı bir yapı sunuyor. Bu sayede sistemin her bir bileşeni özerk hareket edip birbirini güçlendirerek güven temelli bir büyüme döngüsü oluşturuyor. K1 Araştırma’ya göre içerikler yayımlandığı anda varlık olarak kabul edilerek yeni bir kültürel finans altyapısına entegre ediliyor, böylece hem dağıtım hem yatırım fonksiyonları birleşiyor.

Ayrıca proje, ‘anlık hak tescili’ ve ‘anlık finansallaştırma’ işlevleriyle *aracısız bir IP pazarı* sunmak üzere tasarlanmış bir akıllı sözleşme mimarisi geliştiriyor. Bu sistem, içerik üreticilerin dijital haklarını güçlendirirken, şeffaf hak sahipliği, otomatik gelir dağılımı ve akıllı dağıtım süreçleri sayesinde katılımcı teşviklerini uyumlu hale getiriyor. Bu model, platform merkezli değer dağılımını kökten değiştiriyor.

Varlık Katmanında (Assetization Layer), ücret bazlı zincir üstü kasa yönetimi ve yeniden yatırım modelleri aracılığıyla varlıkların içsel dönüşümü güçlendiriliyor. İçerik üreticileri eserlerini teminat olarak kullanarak *seyreltici olmayan* finansman sağlayabilirken, token sahipleri uyumlu finansal ürünlere yatırım yaparak gelir elde edebiliyor. Örneğin, Mocaverse NFT’si üzerinde yapılan deneme, yıllık yaklaşık %20 getiri sağlayarak bu yapının verimliliğini ortaya koydu.

Araştırmaya göre City Protocol’ün en çarpıcı yönü IP’nin gerçek dünya varlığına (RWA) dönüştürülmesi ve yapay zeka ile yaygınlaştırılması. Müzik, sanat, patent gibi somut IP’ler NFT veya RWA biçiminde zincir üstüne taşınırken, yapay zeka bu varlıkların yayılımını ve değer büyümesini otomatikleştiriyor. Bu yaklaşım yaratım sürecini aşarak, içeriğin değer kazanması ve pazarlanmasına kadar tüm süreçte bütünlük sağlıyor.

Uluslararası ortaklıklar açısından da dikkat çekici gelişmeler yaşanmış durumda. Jump Crypto, Dragonfly Capital, CMT Digital gibi önde gelen girişim sermayesi şirketleri toplam 7 milyon dolarlık seed yatırım turunu tamamladı. Ayrıca Trusta.AI, Meteora, Card3, Pieverse gibi projelerle kapsamlı stratejik iş birlikleri kurulmuş durumda. Bu sayede güven, likidite, kimlik yönetimi ve sosyal katılım eksenlerinde entegre bir kültürel finans ekosistemi inşa ediliyor. K1 Araştırma, bu uyum sayesinde City Protocol’ün sadece bir platform değil, zincir üstü IP pazarının ‘kurumsallaşma motoru’ kimliğini kazandığını belirtiyor.

Token ekonomisi tarafında, yönetişim token’ı *$CP* içerik katkısı ve işlem ücretlerini dengeleyen, yakım ve geri kazanım mekanizmalarıyla döngüsel değer sürdürülebilirliği sağlayan bir yapıda tasarlanmış. DAO tabanlı karar alma süreçleriyle katılımcılar arası güveni dijital varlık yapısına dönüştürmeyi hedefliyor. $CP, içerik varlıklaştırması ve sermaye döngüsünü tek bir sistem altında birleştiren değer merkezli bir yapı sunuyor.

K1 Araştırma, City Protocol’ün uzun vadeli vizyonunun ‘zincir üstü medeniyet’ kurmak olduğunu ve kültür, güven, teknoloji ile sermayeyi harmanlayarak blokzincir ekonomisini yalnızca teknolojik değil aynı zamanda sosyal bir evrim sahasına dönüştürdüğünü belirtiyor. İçeriği yatırım yapılabilir bir varlık olarak tanımlaması ve gereken kurumsal koruma ile teşvik mekanizmalarını sunması sayesinde sürdürülebilir ve bileşik büyüme döngüsünün tetiklenebileceği öngörülüyor.

Bu yaklaşım, Web3 ekosisteminin karşılaştığı yapısal eşitsizlik ile kısa vadeli spekülatif döngülerin olumsuz etkilerini aşabilecek bir model olarak öne çıkıyor. K1 Araştırma son olarak City Protocol’ün içerik haklarının temininden finansallaşmaya, topluluk katılımından pazarlanmasına ve nihayetinde değer takdirine uzanan kapalı bir döngü sunduğunu belirterek, bunun dünyada türünün ilk sürdürülebilir *zincir üstü IP ekonomisi* modeli olduğunu ifade etti.