Bitcoin(BTC), 2025 yılında 100.000 doları (yaklaşık 1 milyar TL) aşarak yalnızca ‘spekülatif bir varlık’ olmanın ötesine geçip, küresel finansal sistemde bir ‘stratejik varlık’ olarak konumunu sağlamlaştırdı. Bu yıl, kripto para piyasası artık aşırı beklentiler yerine ‘uzun vadeli yatırım’, ‘altyapı güçlendirme’ ve ‘yasal çerçeveye uyum’ gibi unsurlarla daha nitelikli bir büyüme sürecine odaklandı.
2025 yılı, kurumsal yatırımcı merkezli Bitcoin talebinin ivme kazandığı dönem olarak kayıtlara geçti. Borsa yatırım fonları (ETF’ler) aracılığıyla emeklilik fonları, varlık yönetim şirketleri ve kurumsal finans ekipleri; Bitcoin’i resmi portföylerine dahil etti. Günlük ETF fon girişleri, artık piyasa güveninin ‘barometresi’ olarak öne çıkıyor. Geçmişte kaldıraçlı yatırımcıların yön verdiği boğa piyasalarının aksine, bu yılki yükselişi daha istikrarlı ve kurumsal kaynaklı bir sermaye hareketi şekillendirdi.
Bankalar da Bitcoin’i resmi olarak alıp satmaya başladı. İtalya’nın en büyük bankası Intesa Sanpaolo, Ocak ayında yaklaşık 1 milyon euro (yaklaşık 15 milyon TL) değerinde Bitcoin satın alarak ilk kez kendi varlık portföyüyle dijital varlık dünyasına adım attı. Öte yandan, bazı ülkeler devlet eliyle Bitcoin rezervleri oluşturmaya yönelik stratejiler geliştirmeye başladı.
Trump, 6 Mart’ta (yerel saatle) el konulan Bitcoin’lere dayalı ‘Stratejik Bitcoin Rezervi (Strategic Bitcoin Reserve)’ adlı bir yapı kurulmasına yönelik başkanlık kararnamesini imzaladı. Öte yandan Çekya Merkez Bankası da Bitcoin’i resmi rezerv varlıkları arasına eklemeyi değerlendirmeye başladı.
Ayrıca enerji şirketleri ile Bitcoin madencilik firmaları arasındaki iş birlikleri artarken, bu iş birlikleri sayesinde hem enerji altyapısı daha verimli kullanılıyor hem de atıl enerji varlıkları gelir kaynağına dönüşüyor.
Stabil kripto paralar da regülasyon dünyasına adım attı. 18 Temmuz’da yürürlüğe giren ‘GENIUS Yasası’, ödeme amacıyla kullanılan sabit coin'leri ilk defa federal düzeyde düzenleyerek, kripto temelli ödeme altyapısının yasal temelini oluşturdu. Yasa, bu coin’leri menkul kıymet olarak değil, ayrı bir ‘varlık sınıfı’ olarak tanımlarken; yalnızca federal lisanslı kuruluşların, 1:1 rezerv modeliyle ihraç edebilmesine olanak sağladı.
Kanuna göre stabilize coin’lerin rezervi yalnızca nakit veya kısa vadeli ABD tahvilleri gibi ‘yüksek likiditeye sahip’ varlıklardan oluşabilecek. Öte yandan ihraççılar, sermaye yeterliliği, likidite, risk yönetimi gibi standartlara uymak zorundayken; rezerv yapısını da belli periyotlarla kamuoyuyla paylaşmakla yükümlü olacaklar.
Bu yasa, geçmişteki parçalı düzenleme girişimlerini birleştirirken, finansal istikrar ve tüketici koruması açısından da sistematik güvenlik ağı sağladı. Böylelikle dijital dolar temelli ödeme sistemlerinin büyümesi için gerekli ‘kurumsal zemin’ hazırlanmış oldu.
2025 yılı; Bitcoin’in düzenlenmiş bir yapıya kavuşması, stabil kripto paraların yasal statüye oturması ve fiziksel varlıkların zincir üstüne taşınması gibi gelişmelerle kripto endüstrisinde bir ‘altyapı dönüşüm yılı’ olarak öne çıkıyor. Böylece, Bitcoin artık yalnızca bir yatırım aracı değil, devletlerin resmi strateji planlarında yer alan bir varlık haline gelmeye başladı.
Yorum 0