Uluslararası Ödemeler Bankası(BIS), tokenlaştırılmış para piyasası fonlarının(MMF) taşıdığı finansal risklere dair uyarıda bulundu. 24’ünde yayımlanan son rapora göre BIS, daha önce stabil kripto paralarla ilgili değerlendirmelerinde olduğu gibi *risk teşhisine odaklansa da*, çözüm önerileri açısından yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler alıyor.
Raporda öne çıkan en önemli risk faktörü, tokenlaştırılmış MMF’lerin karşılaştığı ‘likidite uyumsuzluğu’. Normal şartlarda MMF'ler günlük geri alım imkânı sunuyor; ancak portföylerinin büyük bölümü, ABD tahvilleri gibi T+1 sistemiyle işleyen varlıklardan oluşuyor. Bu da, piyasadaki oynaklık arttığında anlık nakit taleplerini karşılamayı zorlaştırıyor.
Bu risklere rağmen, sektörde teknoloji temelli pek çok çözüm üretiliyor. Örneğin, küresel fintech şirketi Broadridge, dağıtık defter teknolojisini kullanan repo platformu DLR(Distributed Ledger Repo)’yi hayata geçirdi. Bu platform, tokenlaştırılmış ABD tahvillerinin aynı gün içinde alınıp satılabilmesine olanak tanıyor. Böylece, fon yöneticileri T+1 takas süresini beklemek zorunda kalmadan hızlı bir biçimde likiditeye ulaşabiliyor. Bu da ‘likidite uyumsuzluğu’ problemini teknoloji yardımıyla azaltma potansiyeli taşıyor.
DLR yalnızca tahvil tokenize edilip transfer edilmesi için değil, farklı MMF stratejilerine de uygulanabilir bir altyapı sunuyor. Özellikle portföylerinin büyük bölümü devlet tahvillerinden oluşan fon yöneticileri için bu durum somut bir alternatif olabilir.
Tokenlaştırılmış para piyasası fonları, portföy yönetiminin geleceği açısından dikkat çekici bir teknoloji olarak öne çıksa da henüz başlangıç aşamasında bulunuyor. Bu yüzden, finansal risklerin belirlenmesi ve ihtiyaç duyulan çözümlerin zamanında geliştirilmesi büyük önem taşıyor. BIS'in bu doğrultudaki uyarısı, yatırımcılar ve düzenleyiciler için *önemli bir hatırlatma* niteliği taşıyor.
‘yorum’: BIS’in uyarısı, kripto temelli tokenize finansal ürünlerin yaygınlaşmasından önce, regülasyon altyapısının ve teknolojik uyum mekanizmalarının hazırlanması gerektiğine işaret ediyor. Token bazlı MMF’ler gibi kısa vadeli fonlarda, gerçek zamanlı geri alım talebiyle arka plandaki uzayan takas süreleri arasındaki çelişki, sistemik likidite sıkışıklığı riskini beraberinde getirebilir.
‘kelime’: DLR gibi gerçek dünyada uygulanmakta olan platformlar, bu sorunu çözmede kritik rol oynayabilir. Bu nedenle, teknoloji ve geleneksel finans altyapısını birleştiren stratejik yaklaşımların önemi her geçen gün artıyor.
Yorum 0