Michael Saylor'dan hükümetlere çağrı: Bitcoin(BTC) tabanlı dijital bankacılık sistemi kurun

Bitcoin(BTC) alanında dünyadaki en büyük kurumsal yatırımcı konumundaki Strategy adlı şirketin CEO'su Michael Saylor, hükümetlere çağrıda bulunarak Bitcoin’i temel alan yüksek kazançlı ve düşük volatiliteye sahip dijital bankacılık sistemleri kurmalarını önerdi.

Saylor, 24’ünde (yerel saatle) Abu Dabi'de düzenlenen Bitcoin MENA etkinliğinde, devletlerin *aşırı teminatlandırılmış Bitcoin rezervleri* ve *tokenlaştırılmış kredi menkul kıymetleri* yoluyla, mevcut banka mevduatlarına kıyasla daha yüksek faiz sunan, regülasyona tabi dijital bir bankacılık altyapısı oluşturabileceğini ifade etti. Bu modelin, küresel ölçekte trilyonlarca dolarlık mevduatı çekebilecek potansiyele sahip olduğunu belirtti.

Saylor’a göre Japonya, Avrupa ve İsviçre'deki banka mevduat faizleri *neredeyse sıfıra* yakın. Euro cinsinden para piyasası fonları yaklaşık %1,5 getiri sunarken, ABD para piyasalarında bu oran %4 seviyesinde kalıyor. Bu düşük getirilerin yatırımcıları daha fazla kazanç arayışıyla şirket tahvillerine yönelttiğini söyleyen Saylor, “Yatırımcılar bankalardan bıkmış durumda olduğu için şirket tahvili piyasası var,” yorumunu yaptı.

Michael Saylor’ın sunduğu bu öneri, merkez bankası dijital paraları (CBDC) yerine, özel sektör eliyle hayata geçirilecek *varlık temelli* dijital bankacılığa odaklanıyor. Volatilitesi düşük ve faiz getirisi yüksek dijital mevduat ürünlerinin, küresel sermaye akışlarında yön değişikliğine yol açabileceği ve finans sisteminde daha geniş çaplı etkiler yaratabileceği değerlendiriliyor.

Bitcoin merkezli bu yeni finansal yapı, dijital varlıklarla geleneksel finans arasındaki sınırları yıkarak küresel finansal dengesizlikleri azaltma potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda yüksek faiz ve enflasyon ortamında etkili bir alternatif olarak ilgi görüyor.

Yorum: Bitcoin tabanlı dijital banka modeli hayata geçerse, mevcut bankacılık ürünlerine rakip olabilecek yeni bir faiz ürünü piyasası doğabilir. Bu gelişme, kripto paraların finansal sisteme entegrasyonunu hızlandırabilir ve global fon yönetiminde önemli değişimlere kapı aralayabilir.