Son yayımlanan Exilist raporuna göre, PYUSD sonradan gelen bir stablecoin olmasına rağmen bu sınırlamayı aşmak için agresif bir büyüme stratejisi izliyor ve USDT ile USDC gibi rakiplerinden farklı bir rekabet alanı seçiyor. PYUSD'nin odak noktası büyük kripto borsalardaki işlem çiftleri değil; bunun yerine PayPal, Venmo ve YouTube gibi günlük kullanım alanları ile dijital içerik üreticilerine yönelik alanlarda derinleşmeye çalışıyor.
2023 yılı Ağustos ayında PayPal’ın Paxos ile iş birliği yaparak piyasaya sürdüğü PYUSD, ABD doları ile 1:1 oranında desteklenen bir stablecoin. Lansman döneminde piyasa değeri ve işlem hacmi bakımından USDT veya USDC’ye kıyasla oldukça küçük kalmasına rağmen, PYUSD'nin en büyük avantajı PayPal gibi dev bir ağın üzerine inşa edilmesi. Bu nedenle hedef daha çok ‘kripto piyasası’ değil, doğrudan ‘gerçek kullanım’ alanları. Özellikle 2025 yılının Aralık ayından itibaren ABD’li YouTube içerik üreticilerinin reklam gelirlerini banka hesabı yerine PYUSD ile alabilecek olmaları, bu alandaki ilk somut örneklerden biri olarak gösteriliyor.
Bu yaklaşım, mevcut stablecoin modellerinden oldukça farklı. Örneğin Tether’ın USDT’si spot ve türev işlemler için kullanılırken, Circle’ın USDC’si daha çok DeFi, kurumsal yatırım ve on-chain ödemelere odaklanmış durumda. Ancak PYUSD, borsa yerine PayPal uygulaması, sınır ötesi havale hizmetleri, dijital içerik ödemeleri ve online mağaza işlemlerini hedefliyor. Exilist raporunda, PYUSD'nin bu yöneliminin stablecoin rekabetinde tamamen farklı bir sahada konumlanma çabası olduğuna dikkat çekiliyor.
PYUSD’yi piyasaya süren Paxos(TOR), New York Finansal Hizmetler Departmanı(NYDFS) gözetiminde faaliyet gösteren bir tröst şirketi. Aylık rezerv raporlarını yayımlayan Paxos’un denetimi KPMG tarafından sağlanıyor. Bütün PYUSD varlıkları 1:1 oranında dolar ile teminat altına alınmış durumda; bu yapı USDC ile oldukça benzer. Ancak ihraç ve yönetim yetkisi Paxos’un elinde olduğu için, PYUSD’de ‘adres dondurma’ ya da ‘yakıp yeniden çıkarma’ türü merkezi kontrol opsiyonları dışlanamıyor. 2025 yılı Ekim ayında meydana gelen ‘300 trilyon PYUSD yanlış basım olayı’ da bu yapısal risklerin çarpıcı bir örneği. Paxos’un sistemsel hatası sonucu bir hesapta birkaç dakika içerisinde sistem dışı PYUSD üretimi gerçekleşmiş, ancak ardından hızla yakılmıştı. Olay, teknik güvenlik ve şeffaflık konusunda dikkat çekici bir uyarı niteliğinde oldu.
Buna rağmen PYUSD, ekosistemini güçlü şekilde genişletmeye devam ediyor. Hali hazırda Ethereum(ETH), Solana(SOL), Arbitrum gibi büyük ağlarla entegre çalışan PYUSD; Tron, Avalanche, Sei gibi zincirlere de köprüleme desteği sunuyor. Ayrıca Stellar ağıyla yapılan iş birliği sayesinde düşük maliyetli global ödeme altyapısı sağlanmış durumda. Satıcı tarafında ise Singapur merkezli ödeme hizmeti sağlayıcısı Triple-A ile Coinbase’in kurumsal ödeme çözümleriyle entegre olmuş durumda. Bu tür ortaklıklar, PYUSD’nin amacının sıradan bir stablecoin olmaktan çok, ‘gerçek dünyada kullanılan dijital dolar’ olmak olduğunu gösteriyor.
Özellikle havale fonksiyonu, PYUSD’yi öne çıkaran diğer bir unsur. PayPal ve Venmo kullanıcıları arasında kişi-kişiye transferlerin kolaylığı, uluslararası havale işlemlerinde ise düşük işlem ücreti ve döviz bozdurma avantajı ile klasik banka sistemlerine kıyasla ‘kullanıcı deneyimi’ açısından daha üstün bir çözüm sunuyor. Bu yönüyle PYUSD, geleneksel stablecoin’lerin ulaşamadığı, daha çok Web2 tabanlı kullanıcı kitlesi ve günlük ödeme alanlarıyla doğrudan bağlantı kurabilme potansiyeline sahip. Bu durum, PYUSD için özgün bir rekabet avantajı doğurabilir.
Ancak PYUSD’nin geleceği tamamen güllük gülistanlık değil. Küresel stablecoin regülasyonlarının giderek daha ciddi tartışıldığı bir ortamda, PayPal ve Paxos’un bu düzenleyici çerçevelere ne ölçüde uyum sağlayabileceği, PYUSD’nin yayılım hızını büyük ölçüde belirleyecek. Mevzuat otoritelerinin stablecoin’leri banka seviyesinde denetime tabi tutmaları ya da kara para aklama(AML) ve kimlik doğrulama(KYC) uygulamalarında daha katı taleplerde bulunmaları halinde, PYUSD’nin de iç denetim mekanizmalarını buna göre güncellemesi gerekecek. Öte yandan Exilist raporunda, bu durumun PYUSD için tersine bir avantaj da doğurabileceği, yani rakiplerine göre daha iyi düzenlenmiş ve güvenilir bir sistem olarak konumlanabileceği yorumu yapılıyor.
Sonuç olarak PYUSD, yalnızca bir dijital varlık değil, büyük teknoloji firmalarının sunduğu ödeme sistemleriyle tam entegre şekilde çalışmak üzere tasarlanmış ‘gerçek dünyaya uygun dijital dolar’. Diğer stablecoin’ler, kripto piyasasındaki likiditeyi önceleyen yapılarken, PYUSD bunun tam tersine, reel ekonomi merkezli ‘kullanım’ temelli bir sistem kurmaya çalışıyor. Bu nedenle PYUSD, stablecoin dünyasında bir üst evreyi temsil eden, Web3 ile Web2 arasında köprü görevi kurma iddiasında öncü bir vaka olarak değerlendiriliyor. Ancak bu yapısal farklılık ve iddialı strateji, ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde kurulacak iş birlikleri, artan kullanıcı sayısı ve regülasyonlara gösterilecek uyumla gerçekten sürdürülebilir bir başarıya dönüşebilir.
Yorum 0