Citadel’in DeFi düzenleme çağrısı kripto sektöründe tepki topladı

Citadel Securities’in ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) DeFi yani merkeziyetsiz finans alanına yönelik daha sıkı denetim talebinde bulunmasına kripto para sektörü sert tepki gösterdi. Kripto topluluğu, Citadel’in sunduğu yazılı bildirimin ‘gerçekleri çarpıttığını’ ve ‘yanıltıcı iddialara’ dayandığını belirterek karşı itirazda bulundu.

Geçtiğimiz cuma günü, Andreessen Horowitz’in yanı sıra Uniswap Vakfı, Dijital Ticaret Odası ve DeFi Eğitim Fonu gibi önemli kripto kuruluşları SEC’ye ortak bir mektup sunarak Citadel’in yaklaşımının yasal açıdan yanlış yorumlara dayandığını ve piyasa gerçekleriyle çeliştiğini savundu. Tartışmaların fitilini ateşleyen gelişme, ayın başında Citadel’in SEC’ye sunduğu bir mektupla başladı. Söz konusu belgede Citadel, tokenlaştırılmış ABD hisse senetlerinin DeFi platformlarında alınıp satılmasını gerekçe göstererek bu platformların ‘borsa’ ya da ‘aracı-kuruluş’ olarak değerlendirilmeleri ve buna göre menkul kıymetler yasası kapsamında tescil edilmeleri gerektiğini öne sürdü.

Ancak kripto sektöründeki temsilciler bu yoruma net bir şekilde karşı çıktı. Citadel’in analizinin, menkul kıymetler yasasının kapsamını gereğinden fazla genişlettiğini ve DeFi ile bağlantılı her tarafı kayıt altına alma yönünde aşırıya kaçan bir yorum olduğunu söyledi. Yatırımcıların korunması ve piyasaların sağlıklı işlemesi hedefini paylaşsalar da, bu hedefe illa ki SEC’nin aracı kaydıyla ulaşılması gerekmediğini belirttiler. Bu gruplar, aynı hedefe blokzincir üzerindeki gelişmiş ve şeffaf piyasa yapılarıyla da varılabileceğini ifade etti.

Özellikle Citadel’in akıllı sözleşme yazılımlarını ‘aracı’ gibi göstermeye çalışmasına da karşı çıkıldı. Kripto temsilcileri, “Yazılım, bağımsız karar verme yeteneğine sahip bir insan değil, bu nedenle herhangi bir takdir yetkisi yoktur ve finansal sistemde insan aracı gibi değerlendirilmemelidir” dedi.

Ayrıca SEC’nin menkul kıymetler yasalarını doğrudan DeFi platformlarına uygulamasının, bu teknolojilerin yapısal özelliklerini göz ardı eden, uygulanamaz bir yaklaşım olduğu da vurgulandı. DeFi ekosisteminin geleneksel aracılarla temelden farklı çalıştığını belirten gruplar, bu alanın aynı yasal çerçeveye zorla uydurulmasının aşırı bir düzenleme anlamına geldiğini dile getirdi.

Bu tartışmalar, tokenlaştırılmış hisse piyasaları ile merkeziyetsiz yapılar büyümeye devam ettikçe, SEC’nin yasal yetkilerinin hangi sınırlar içinde kalması gerektiği konusunda giderek derinleşen bir ayrışmayı yansıtıyor. Piyasada, önümüzdeki dönemde DeFi geliştiricileri ve kullanıcılarına yönelik düzenlemeler konusunda sektör ile düzenleyici otoriteler arasında ciddi müzakerelerin yaşanacağı beklentisi öne çıkıyor.