Back to top
  • 공유 Paylaş
  • 인쇄 Yazdır
  • 글자크기 Yazı tipi Boyutu
URL kopyalandı.

Avustralya, stablecoin ve paketlenmiş token düzenlemelerini gevşetiyor

Avustralya, stablecoin ve paketlenmiş token düzenlemelerini gevşetiyor / Tokenpost

Avustralya, dijital varlıklar konusunda önemli bir adım attı. TokenPost’un 24’ünde aktardığına göre, yatırım şirketi MEXC Ventures tarafından yayımlanan son araştırma, Avustralya Menkul Kıymetler ve Yatırım Komisyonu’nun(ASIC), *stablecoin* ve *wrapped token* (paketlenmiş token) gibi dijital varlıklara yönelik regülasyonları önemli ölçüde hafiflettiğini ortaya koydu. Özellikle toplu cüzdan yönetimini sağlayan ‘omnibus hesap’ modelinin yasallık kazanması ve Avustralya Finansal Hizmetler (AFS) lisansından muafiyet, ülkede dijital finans alanında daha rekabetçi bir ortam yaratmayı amaçlıyor.

Bu değişiklikler, dijital varlık şirketlerinin karşı karşıya olduğu düzenleyici yükün azalmasına neden olurken, sektöre girişteki engelleri de ciddi şekilde düşürüyor. Önceden her müşteri için ayrı cüzdan tutulması gerekirken, artık omnibus hesaplar sayesinde cüzdan yönetimi tek çatı altında toplanıyor. Bu yapı yalnızca *işletme maliyetlerini düşürmekle* kalmıyor, aynı zamanda *daha hızlı işlem işleme*, *daha az risk* ve *blokzincir tıkanıklığının azalması* gibi faydalar da sağlıyor. Ayrıca bu modelin, *stablecoin* ödemelerinde esnekliği artırma potansiyeline sahip olduğu da vurgulanıyor.

Araştırmada, omnibus hesapların uygulanması için belirli kuralların da altı çiziliyor. İşletmelerin, iç muhasebe defterlerini sürekli güncel tutması, zincir üstü verilerle periyodik karşılaştırmalar yapması ve uygun risk yönetimi sistemlerini kurması gerekiyor. Böylece hem blokzincir şeffaflığı korunuyor hem de esnek bir model hayata geçiriliyor.

AFS lisansı zorunluluğunun kaldırılması ise sektörde daha büyük bir etki yarattı. Bu adım sayesinde, şirketler artık *stablecoin* dağıtımı ve *wrapped token* ürünlerini piyasaya sunarken karmaşık kayıt süreçlerine maruz kalmadan daha özgür hareket edebiliyor. Hem fintech girişimleri hem de geleneksel şirketler için yeni kapılar açılırken, dijital dönüşümün ülkede daha da hızlanması bekleniyor.

Bu düzenleyici gevşemenin arkasında bir rekabet stratejisi de yatıyor. Singapur, Hong Kong ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi merkezler, dijital varlıklarla ilgilenen şirketleri çekmek için yıllardır proaktif politikalar izliyor. Avustralya da bu yarışta geride kalmamak adına güçlü bir hamle yapmış durumda. Özellikle göçmen topluluklar, e-ticaret firmaları ve küresel ödeme-alım satım platformları hızlı ve düşük maliyetli çözümlere ihtiyaç duyarken, *stablecoin* toplam piyasa değerinin 300 milyar doları aşmasıyla birlikte Stripe, Visa ve PayPal gibi dev firmaların da bu alanlara girmesi bu değişime ivme kazandırıyor.

Ancak bu düzenlemeler sınırsız özgürlük anlamına gelmiyor. MEXC Ventures raporunun ilerleyen bölümlerinde dikkat çektiği üzere, AFS lisans muafiyeti ASIC’in önleyici denetim yetkisini zayıflatırken, regülasyon yükünü daha çok şirketin kendisine bırakıyor. Bu da Avustralya’nın, piyasa oyuncularını gerçek zamanlı takip edip ihlalleri sonradan araştırmak zorunda kalacağı yeni bir denetim modeline geçmesi anlamına geliyor.

Ayrıca omnibus hesap uygulamasına geçilmesi, işletmelerin iç kayıt sistemlerinin ‘gerçek veri kaynağı’ haline gelmesiyle birlikte, zincir üzerinde açıkça görünmeyen varlık ayırımlarını doğurabiliyor. Bu durum, *iç hata olasılığını* ya da *dolandırıcılığı* artırabileceği gibi, herhangi bir yönetimsel arızanın daha büyük zararlara yol açmasına neden olabilir. Üstelik *stablecoinler* çoğunlukla yurtdışı merkezli blokzincir altyapıları üzerinde çalıştığı için, Avustralya bu alanda dışa bağımlı kalarak *doğrudan regülasyon etkisini* kaybedebilir.

Bir diğer önemli zorluk ise uluslararası regülasyon standartlarındaki farklılık. Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemesi gibi bazı bölgelerde ciddi sermaye gereklilikleri bulunurken, Singapur ve ABD gibi ülkeler de kendi iç mevzuatlarına göre lisanslama şartlarını şekillendiriyor. Dolayısıyla Avustralyalı firmalar yurt dışında faaliyet yürütmek istediğinde, bu farklı standartlar arasında çatışma yaşanabiliyor ve *tüketici koruma düzeyindeki eşitsizlikler* piyasada rekabet sorunlarına yol açabiliyor.

En büyük risklerden biri ise bu düzenleme serbestliğinin kısa sürede ‘piyasa ısınmasına’ neden olabileceği ihtimali. Özellikle giriş bariyerlerinin azaltılması, teknik alt yapısı zayıf ya da spekülatif projelerin sisteme girmesi için teşvik oluşturabilir. Bu da tüketici zararlarının artmasına ve nihai olarak tekrar *katı düzenleyici önlemlere dönüşü* zorunlu hale getirebilir.

Sonuç olarak, Avustralya’nın attığı bu adımlar dijital varlıklar ile geleneksel finansın kesişiminde önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. *Stablecoin* ekosistemi açısından büyük fırsatlar sunulsa da, denetim kurumlarının artık daha karmaşık bir rol üstlenmesi ve dengeleyici mekanizmaların yeniden tanımlanması gerekecek. Bu yeni denge sağlanabildiği takdirde ülke, dijital varlık öncülerinden biri haline gelebilir.

<Telif hakkı ⓒ TokenPost, yetkisiz çoğaltma ve yeniden dağıtım yasaktır >

Popüler

Diğer ilgili makaleler

Baş makale

Fed’in faiz indirimi sonrası kripto piyasasında toparlanma sinyali

Binance'ten Trump bağlantılı stablecoin USD1 hamlesi: Yeni işlem çiftleri eklendi

SEC onayladı: ABD’de varlıkların blokzincirde tokenlaştırılmasının önü açıldı

Yorum 0

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.

0/1000

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.
1