Yapay zeka(AI) ajanları ve blokzincir teknolojisi, dijital ekonominin paradigmasını kökten değiştiriyor. Geleneksel dijital ortamlar, kullanıcıların ‘dikkatini’ çekmeye odaklanırken, AI ve blokzincirin birleşimi, kullanıcıların ‘niyetine’ dayalı kişiselleştirilmiş deneyimler sunmaya yöneliyor.
Dijital platformlar şimdiye kadar algoritmalarını kullanıcıların ilgisini artırmak için optimize etti ve en önemli ölçüt olarak tıklama sayıları ile etkileşim oranlarını benimsedi. Ancak bu durum gereksiz içerik tüketimini teşvik ederek üretkenliği ve odaklanma yetisini düşürebiliyor. Örneğin, Economist Intelligence Unit(EIU) tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırma, ABD’de bilgi işçilerinin %28’inin dikkat dağınıklığı nedeniyle üretkenlik kaybı yaşadığını ortaya koydu. Bu durumun yıllık ekonomik maliyetinin yaklaşık 3,91 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Bu ‘dikkat ekonomisi’ modelinden çıkış için ‘niyet ekonomisi’ kavramı ortaya çıktı. AI ajanları, kullanıcıların niyetlerini doğru bir şekilde analiz ederek geniş veri kümelerini işleyip en iyi seçenekleri sunmak üzere geliştirildi. Örneğin, bir kullanıcı seyahat sigortası arattığında, klasik arama motorları reklam verenlerin bütçesi ve SEO optimizasyonları doğrultusunda sonuçları sıralarken, AI tabanlı sistemler kullanıcının özel ihtiyaçlarına göre en uygun sigorta seçeneklerini öneriyor.
Blokzincir ise AI ajanlarının güvenilirliğini ve şeffaflığını sağlama konusunda kritik bir rol üstleniyor. Dağıtılmış defter teknolojisi(DLT) sayesinde kullanıcı verileri güvenli bir şekilde saklanırken, AI ajanlarının sunduğu bilgiler daha güvenilir hale geliyor. Bu sayede kullanıcılar, veri egemenliklerini koruyarak daha doğru ve daha güvenilir dijital deneyimler yaşayabiliyor.
Ancak ‘niyet ekonomisine’ geçiş sürecinde çeşitli zorluklar da söz konusu. Kişisel verilerin korunması, AI sistemlerinin etik tasarlanması ve mevcut reklam modelleriyle olan çatışmalar, aşılması gereken başlıca engeller arasında yer alıyor. Ayrıca, AI tabanlı sistemlerin aşırı otomasyon nedeniyle bireylerin karar alma süreçlerini gölgeleme riski de tartışılıyor. Uzmanlara göre AI ajanları, insanların kararlarını ‘yerine getiren’ değil, ‘destekleyen’ bir araç olarak konumlandırılmalı.
AI ve blokzincirin birleşimi sadece teorik bir fikir olmaktan çıkıp gerçek dünyada uygulanmaya başlanmış durumda. Günümüzde birçok şirket, AI ve blokzincir teknolojilerini benimseyerek kullanıcı odaklı sistemler geliştirmeyi amaçlıyor. Bu değişimin giderek hızlanmasıyla birlikte, geleneksel ‘dikkat ekonomisinden’ uzaklaşarak kullanıcı merkezli ‘niyet ekonomisi’ modeline geçiş kaçınılmaz görünüyor.
Yorum 0