Back to top
  • 공유 Paylaş
  • 인쇄 Yazdır
  • 글자크기 Yazı tipi Boyutu
URL kopyalandı.

ABD Hükümeti Bitcoin’i Stratejik Rezerv Varlığı Olarak Değerlendiriyor

12 Mart Çarşamba, 2025 16:54

ABD Hükümeti Bitcoin’i Stratejik Rezerv Varlığı Olarak Değerlendiriyor / Tokenpost

ABD hükümeti uzun süredir ‘stratejik rezerv varlıkları’ olarak altın ve petrolü kullanırken, son dönemde Bitcoin(BTC)’in finansal sisteme entegrasyonu hız kazandı. Bu gelişmeler, Bitcoin’in yeni bir ‘rezerv varlığı’ olarak değerlendirilebileceği yönünde tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle 2025’in Ocak ayında yeni yönetimin göreve gelmesiyle birlikte bu konudaki değerlendirmeler daha da yoğunlaştı.

Geleneksel olarak altın, para sisteminin temel dayanaklarından biri olurken, petrol ise ekonomi ve ulusal güvenliğin kilit unsurlarından biri olarak kabul ediliyor. Bitcoin ise ‘dijital varlık’ kimliğiyle, mevcut finans paradigmasını değiştirme potansiyeli taşıyor ve stratejik bir rezerv varlığı olma yolunda ilerliyor.

Şu anda ABD, yaklaşık 8.133,46 ton altın rezervine sahip ve bu miktarın 2025’in 8 Mart’ı itibarıyla yaklaşık 789,8 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. ABD, dünya genelindeki en büyük altın rezervine sahip ülke konumunda bulunuyor ve altını, ekonomik belirsizliklere karşı bir ‘hedge’ aracı olarak kullanıyor. Petrol tarafında ise ABD, Stratejik Petrol Rezervi(SPR) kapsamında 2024’ün Ağustos ayı itibarıyla yaklaşık 372 milyon varil petrol bulunduruyor. Bu stoğun yaklaşık 28 milyar dolar değerinde olduğu belirtiliyor ve ana amacı enerji güvenliğini sağlamak ve arz şoklarını yönetmek.

Bitcoin’in durumu ise biraz farklı. Henüz ABD hükümeti tarafından resmi bir stratejik rezerv varlığı olarak kabul edilmese de, şu anda adli süreçlerle el konulan ciddi miktarda Bitcoin bulunuyor. 2025’in 10 Mart’ı itibarıyla ABD hükümetinin yaklaşık 200.000 BTC’yi kontrol ettiği tahmin ediliyor. Bu miktarın yaklaşık 15,9 milyar dolara tekabül ettiği belirtiliyor. Ancak bu varlıklar, genellikle Adalet Bakanlığı ve ABD Polis Teşkilatı(USMS) tarafından yönetiliyor ve geçmişte çoğunlukla açık artırmalar yoluyla elden çıkarıldı.

Bu üç varlık arasında ‘likidite’ ve ‘piyasa dinamikleri’ açısından önemli farklılıklar bulunuyor. Altın, günlük ortalama 200 milyar dolardan fazla işlem hacmine sahip ve düşük volatiliteye sahip bir varlık olarak görülüyor. Petrol, günlük yaklaşık 1 milyon varil seviyesinde vadeli işlem hacmine sahip ve arz-talep dengesi ile jeopolitik gelişmelere oldukça duyarlı. Bitcoin ise 7/24 işlem görebilen bir varlık olarak günlük 30 ila 50 milyar dolar arasında bir işlem hacmine sahip olsa da, halen yüksek volatiliteye ve düzenleyici belirsizliklere tabi.

‘Depolama’ ve ‘güvenlik’ tarafında da dikkat çekici farklılıklar var. Altın, Fort Knox ve New York Merkez Bankası gibi güvenli kasalarda saklanıyor ve yüksek saklama maliyetleri ile düzenli denetime tabi tutuluyor. Petrol, devasa depolama tesisleri, tankerler ve yer altı rezervuarları ile yönetiliyor ve bakım, güvenlik ile çevresel faktörler nedeniyle yüksek maliyet gerektiriyor. Bitcoin ise dijital doğası gereği soğuk cüzdanlar ve çoklu imza(multi-signature) sistemleriyle korunuyor. Ancak, siber saldırılar ve özel anahtar yönetiminde yaşanabilecek hatalar Bitcoin’in güvenliği açısından risk oluşturabiliyor.

Stratejik değer açısından bakıldığında altın, enflasyona karşı koruma ve uzun vadede ‘değer saklama’ işlevi görmeye devam ediyor. Petrol, küresel ekonomi için kritik öneme sahip ve enerji politikalarında belirleyici bir faktör olmaya devam ediyor. Bitcoin ise merkeziyetsiz yapısı ve sabit arzı nedeniyle devlet politikalarından bağımsız bir ‘değer saklama aracı’ olarak giderek daha fazla kabul görmeye başlıyor.

ABD hükümeti de bu süreci yakından takip ediyor. Başkan Donald Trump, 2025’in Ocak ayında “Dijital Finans Teknolojilerinde ABD Liderliğinin Güçlendirilmesi” başlıklı bir kararnameyi yürürlüğe koyarak, dijital varlıkların incelenmesi için özel bir çalışma grubu oluşturdu. 7 Mart’ta ise yeni bir başkanlık kararnamesi ile “Stratejik Bitcoin Rezervi” ve “ABD Dijital Varlık Rezerv Fonu”nun kurulmasını onayladı. Bu yeni rezerv politikası kapsamında, hükümete ait BTC’ler hukuki yollarla el konulan varlıklardan oluşturulacak ve ek bir bütçe ayrılmayacak.

Ancak bu yeni yaklaşım, piyasalarda farklı tepkilere yol açtı. ABD hükümetinin doğrudan Bitcoin satın almak yerine mevcut el konulan varlıkları değerlendirme yolunu tercih etmesi, bazı yatırımcılar tarafından beklentilerin altında bir adım olarak yorumlandı. Nitekim, 10 Mart’ta yapılan duyurunun ardından Bitcoin fiyatı %5’ten fazla düşerek yaklaşık 79.515 dolar seviyesine geriledi.

Önümüzdeki aylarda ABD hükümetinin Bitcoin’i resmi bir ‘stratejik rezerv varlığı’ olarak kabul edip etmeyeceği konusundaki tartışmalar devam edecek. Başkanlık çalışma grubu, 2025’in Temmuz ayına kadar bu konuda resmi bir politika önerisi sunacak. Bu önerinin, dijital varlıkların yasal çerçevesi, kamu yatırımları ve finansal sistemle entegrasyonu konularında önemli değişikliklere yol açabileceği düşünülüyor. Kripto varlıkların küresel piyasalardaki etkisi arttıkça, ABD’nin altın ve petrol ile birlikte dijital varlıkları da ‘ulusal strateji’ kapsamına alması giderek daha olası hale geliyor.

<Telif hakkı ⓒ TokenPost, yetkisiz çoğaltma ve yeniden dağıtım yasaktır >

Popüler

Diğer ilgili makaleler

Yorum 0

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.

0/1000

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.
1