Trump'ın kripto hamlesi ABD siyasetine damga vurdu: Düzenleyici ele geçirme mi yaşanıyor?

Kripto para sektörü Washington’daki siyasi çevrelerde *benzeri görülmemiş bir etki* alanı oluşturmaya başladı. Özellikle Başkan Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte bu durum, düzenleyici kurumların sektörün etkisine girdiğine dair ‘*düzenleyici ele geçirme*’ endişelerini güçlendirdi. Trump ailesinin liderliğini yaptığı merkeziyetsiz finans projesi *World Liberty Financial(WLF)*, USD1 isimli istikrarlı kripto para birimini (stablecoin) piyasaya sürerken, hükümetle özel girişimler arasında *çıkar çatışması* ihtimali de gündeme geldi.

Mart ayı sonunda ABD Senatosu’nun Bankacılık ve Maliye Komisyonlarından bazı üyeler, federal denetim kurumlarının bazı yetkililerine resmi bir mektup gönderdi. Mektupta, Başkan Trump’ın USD1’in düzenleyici onay sürecinde bireysel olarak müdahil olabileceği ve rakip projelere yönelik düzenleyici hamleleri *engelleme veya geciktirme olasılığı* olduğu ifade edildi. Şu anda gündemde olan ‘GENIUS’ yasa tasarısının bu türden siyasi baskı ve çıkar çatışmalarını önlemeye yönelik herhangi bir güvence içermediği yönünde eleştiriler de gündeme geldi.

Uzmanlara göre kripto para dünyasındaki büyük şirketlerin giderek artan şekilde yasa yapım süreçlerinde etkin olmaları, *kaygı verici bir gelişme*. Örnek olarak gösterilen şirketlerden biri Coinbase oldu. Şirketin, USD Coin(USDC)’e yatırım yaptığı ve bu sabit kriptoparayı ABD pazarındaki ‘tek seçenek’ haline getirmek istediği, bu nedenle en büyük rakibi olan Tether(USDT)’in platformdan çıkarılabileceği ima edildi. Castle Island Ventures’tan Nick Carter bu durumu “*Düzenleyici ele geçirme bir tümördür. Bu, Sam Bankman-Fried(SBF)’in yaptıklarının aynısı*” sözleriyle eleştirdi.

Framework Ventures kurucusu Vance Spencer ise “ABD merkezli şirketler, kamu düzenlemesini özel çıkarları için *özelleştiriyor*” değerlendirmesini yaptı. Cato Enstitüsü kıdemli araştırmacısı George Selgin de Başkan Trump’ın imzaladığı *Bitcoin(BTC) rezerv biriktirme* kararnamesinin de bu süreçteki lobi faaliyetlerinin sonucu olduğunu iddia etti. Selgin, “Devletin dijital varlıkları elinde tutmak için haklı bir gerekçesi yok. Bu kararname, yalnızca kripto topluluğunun *aşırı baskısıyla* alınmış bir siyasi karardır” dedi.

Bazı gözlemciler ise bu durumun yeni olmadığını düşünüyor. George Selgin, Biden yönetimi döneminde de düzenleyici kurumların geleneksel finans sektörünü kayırarak yeni kurulan kripto firmalarını dışladığını, bunun da esasında bir *düzenleyici ele geçirme örneği* olduğunu savundu. “Sadece *kim ele geçiriyor* sorusu değişiyor. Bu durum normal hale gelmiş durumda” diyerek sözlerine devam etti.

Bu etkili lobi faaliyetlerini dengelemek amacıyla, Williams College’dan ekonomi profesörü Gerard Caprio, ABD düzenleyici kurumlarının denetimini sağlayacak *Sentinel* isimli bağımsız bir panelin kurulmasını önerdi. Ancak bu teklifin *siyasi direncin* yüksekliği ve uygulanma zorlukları nedeniyle yakın vadede hayata geçmesinin çok zor olduğu belirtiliyor.

Kripto para piyasasına yönelik *kamu güveni* ise hâlâ oldukça kırılgan. Yapılan kamuoyu yoklamaları çelişkili sonuçlar verirken, Trump ailesinin başlattığı bazı *meme coin* projeleri de şüpheci tepkileri artırmış durumda. Blockchain Derneği'nin hükümet ilişkilerinden sorumlu başkan yardımcısı Dave Grimaldi, yaklaşan 2026 ara seçimleri öncesi iki partiden de *kripto yanlısı adaylara büyük bağışlar* aktarıldığını belirterek, bu düzenleyici ele geçirme eğiliminin doğrudan siyasi finansmana bağlandığını kabul etti.

Sonuç olarak *gerçek bir siyasi uzlaşı* ve *içsel reform* olmadan bu yapının değişmeyeceğine dair karamsar bir hava hakim. George Selgin ise “Mesele lobiciliğin olup olmaması değil. Bu lobiciliğin sonucunda yapılan düzenleme halkın yararına mı, değil mi? Asıl buna odaklanmalıyız” diyerek, mevcut yapıların halk çıkarlarını ne denli temsil ettiğinin sorgulanması gerektiğini vurguladı.