SEC, Helium davasını geri çekti: HNT ve IoT token'ları artık menkul kıymet değil

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC), Solana(SOL) tabanlı merkeziyetsiz kablosuz iletişim ağı projesi Helium’un geliştiricisi olan Nova Labs ile yürüttüğü davadan resmi olarak feragat etme kararı aldı. Helium ekibi, bu gelişmenin HNT, MOBILE ve IoT token’larının artık *kayıtsız menkul kıymet* olarak değerlendirilmediği yönünde net bir işaret olduğunu belirtti.

SEC, Ocak ayında adı geçen üç token’ın kayıtsız menkul kıymet olduğunu savunarak Nova Labs’a karşı dava açmıştı. Ancak Helium’un kurucusu Amir Halim, davanın ‘yeniden açılma ihtimali olmaksızın reddedildiğini (dismissed with prejudice)’ ifade ederek, aynı konu üzerinden tekrar yargılanma olasılığının ortadan kalktığını vurguladı. Bu durum, projenin uzun vadeli gelişiminde *düzenleyici risklerin* önemli ölçüde azaldığı şeklinde değerlendiriliyor.

Helium, merkeziyetsiz fiziksel altyapı (DePIN) projesi olarak onlarca ülkede dağıtılmış LoRaWAN tabanlı ağıyla faaliyet gösteriyor ve küresel çapta 5G kapsama alanını büyütmeyi hedefliyor. Son dönemde ABD merkezli operatör T-Mobile ile iş birliğini genişleten proje, ayrıca Meksikalı telekom devi Movistar ile yaptığı anlaşma sayesinde 2.3 milyon kullanıcıya hizmet ulaştırmaya başladı. Projenin sağlık, lojistik gibi çeşitli sektörlerde IoT temelli hotspot altyapısıyla aktif rol oynaması, düzenleyici belirsizliklerin kalkmasının önemini daha da artırıyor.

SEC’in bu davayı geri çekme kararı, yeni başkan Paul Atkins öncülüğünde benimsenen *düzenleme gevşetici yaklaşımın* bir yansıması olarak görülüyor. Helium cephesi bu karardan ötürü memnuniyetini dile getirirken, Ripple(XRP) veya Coinbase gibi SEC’yle hukuki süreçlerde olan diğer büyük oyuncuların durumlarında da benzer yönde gelişmeler beklediklerini açıkladı.

Öte yandan uzmanlara göre bu adım, DePIN sektörü genelinde *olumlu bir sinyal* niteliği taşıyor. Hukuki statüleri halen netleşmemiş birçok DePIN projesi için SEC’in sergilediği bu esnek tutum, benzer yapıdaki projeler açısından *düzenleyici baskının azaltılabileceği* şeklinde yorumlanıyor.

Kripto ekosistemi ise bu gelişmeyi yalnızca bir dava sonlanması olarak değil, aynı zamanda *merkeziyetsiz altyapı modellerine karşı geleneksel kurumların bakış açısının genişlediğini* gösteren önemli bir örnek olarak değerlendiriyor.