İsveç parlamentosundan dikkat çekici bir hamle geldi. Ülke milletvekillerinden Rickard Nordin, 8’inde Maliye Bakanı Elisabeth Svantesson’a bir açık mektup sunarak, İsveç’in dış rezerv varlıklarına Bitcoin(BTC) eklemesi gerektiğini resmen önerdi. Bu çağrı, Avrupa’da kripto para benimsenmesinin yaygınlaşabileceğine dair ‘umutları’ artırdı.
Nordin, İsveç’in bugüne kadar döviz ve altın merkezli temkinli bir rezerv politikası izlediğini kabul ederek, “Dijital varlıkların kayda değer şekilde geliştiği bir dönemde yaşıyoruz. Bitcoin artık birçok ülkede hem *enflasyona karşı koruma* hem de *ödeme aracı* olarak kullanılıyor” dedi. Ayrıca, otoriter rejimlerin baskısı altındaki bireylerin, özgürlüklerini koruyabilmek için de bu kripto varlığı tercih ettiğini belirtti. Bu yorumlar, Bitcoin’in yalnızca finansal değil, ‘politik ve toplumsal bir araç’ olarak da değerlendirildiğine işaret ediyor.
İsveç’teki bu öneri, ABD’deki son gelişmelerle de örtüşüyor. Başkan Trump, Mart ayında yayımladığı bir kararnameyle ABD Hazine Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’na, ülke rezervlerinde Bitcoin biriktirmek için plan hazırlanmasını emretti. Bu rezervin, suç soruşturmaları kapsamında el konulan kripto paralar kullanılarak ve *bütçe nötr* bir şekilde genişletilmesi planlanıyor.
Benzer bir yaklaşım Çekya’da da gündeme geldi. Çekya merkez bankası başkanı, yılın başlarında merkez bankası rezervlerini çeşitlendirme kapsamında Bitcoin’e açık olduklarını dile getirmişti. Avrupa genelinde bazı isimler, Bitcoin’i giderek daha fazla ‘stratejik bir varlık’ olarak değerlendirmeye başlıyor.
Ancak Avrupa Birliği düzeyinde temkinli bir duruş devam ediyor. Avrupa Parlamentosu üyeleri, Trump’ın kararnameyi yayımlamasının ardından Bitcoin konusunda herhangi bir resmi tutum açıklamadı. Bu sessizliğin arkasında, Avrupa Merkez Bankası’nın(ECB) dijital euro projesine yoğun mesai harcaması olduğu düşünülüyor. DFG’nin kurucusu James Wu, “ECB sistemindeki teknik arızalar, merkez bankasının dijital para yönetim becerisini sorgulatıyor” yorumunda bulundu.
ECB Başkanı Christine Lagarde ise dijital euronun Ekim ayında piyasaya sürülmesinin beklendiğini belirterek, bu paranın *nakde benzer* şekilde tasarlanıp bireylerin gizliliğini koruyacağını vurguladı. Bu yaklaşım, *CBDC’lere karşıtlığını net şekilde dile getiren* Trump’ın politikasından oldukça farklı.
Trump, geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir kararnameyle dijital dolar(CBDC) çıkarılmasını tamamen yasaklamıştı. Bu karar, merkez bankasının parasal egemenliği üzerinde kısıtlama yaratırken, aynı zamanda *özel sektör kripto paralarının* rolünü güçlendirme niyeti taşıyor. ABD ve Avrupa, dijital para stratejilerinde farklı yollar izlerken, İsveç’ten gelen bu girişim Avrupa içinde nasıl bir etki yaratacak, zamanla netleşecek.
Yorum 0