Kripto para sektörü son dönemde bazı *politik kazanımlar* elde etmiş olsa da, hâlâ *bankacılık erişimi* konusundaki sıkıntılarla karşı karşıya. Daha önce birçok finans kurumu ve banka, güven yükümlülüğü, raporlama zorunluluğu ve itibar riski gibi nedenlerle kripto şirketleriyle çalışmaktan kaçınmıştı. Bu durum, sektör genelinde "bankasızlaştırma" (*debanking*) sorununu yaygınlaştırdı.
Bu eğilimi tersine çevirmek için Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya’da yasama adımları atılıyor. ABD'de, kripto paraların saklanmasını hedefleyen bankalara yönelik *aşırı düzenlemeler* geri çekildi. Avustralya’da ise iktidardaki merkez sol İşçi Partisi, kripto para sektörü için yasal bir çerçeve oluşturma hazırlığında. Bu tür politik değişimler, bankaların kripto şirketleriyle nasıl çalışacakları konusunda daha net kurallara kavuşmalarını sağlıyor.
Yine de birçok sektör uzmanı, bu sorunların çözümünden oldukça uzak olunduğunu düşünüyor. Bitcoin politika kuruluşu Satoshi Action’ın CEO’su Dennis Porter, Trump başkanlığında bankaların kripto saklama hizmeti sunma, stablecoin rezervi yönetimi ve blokzincir projelerine katılım gibi konularda daha fazla alan kazandığını belirtti. Ona göre bu tablo, Trump döneminde ABD Para Denetleme Ofisi’ne (OCC) atanan Rodney Hood’un düzenleme yaklaşımı sayesinde mümkün oldu.
Bununla birlikte, durumun 2026 yılına kadar da zorlu geçeceği yorumları yapılıyor. Custodia Bank’ın kurucusu ve CEO’su Caitlin Long, ABD Merkez Bankası’nın (FED) komitelerinde hâlâ çoğunlukla Demokrat üyelerin yer alması nedeniyle, *bankasızlaştırma* konusunda muhafazakâr tutumların sürebileceğini söyledi. Hâlihazırda iki kripto dostu banka, FED’in *detaylı incelemesine* tabi tutulmuş durumda ve bu sürece Washington’dan geniş ölçekli bir denetim ekibi dahil edilmiş durumda. Trump, FED yönetimini ancak gelecek yıl ocak ayından itibaren değiştirebileceği için, olumlu yönde kalıcı bir değişim için hâlâ zamana ihtiyaç olduğu düşünülüyor.
Avustralya ise daha hızlı adım atıyor. Coinbase’in öncülük ettiği kripto savunuculuk grubu “Stand With Crypto”, bankasızlaştırmanın yenilikçi teknoloji firmalarını *susturduğunu* belirterek yasaların bir an önce çıkarılması çağrısında bulundu. MHC Digital Group’un küresel piyasalar başkanı Edward Carroll ise Avustralya’daki bankaların *yasal belirsizlik* nedeniyle risk almak istemediğini; İşçi Partisi’nin düzenleme tekliflerinin bankaların tutumunu değiştirebileceğini ifade etti.
Buna karşılık Kanada’da durum daha karmaşık. Kanada Web3 Konseyi’nin genel direktörü Morva Rohani, ülkedeki birçok kripto şirketinin halen hesap kapatma ve hizmet reddiyle karşılaştığını anlattı. Bu sorunların, kara para aklamaya karşı önlemler (AML) ve müşteriyi tanı (KYC) düzenlemelerinin sert şekilde uygulanmasından ve finansal kuruluşların kripto kazançlarını düşük ve *yüksek riskli* görmelerinden kaynaklandığını aktardı. Özellikle yaklaşan seçimlerde başbakanlık için adı geçen Mark Carney'nin, merkez bankası dijital para birimlerini (CBDC) desteklerken *merkezsiz finans* konusuna mesafeli yaklaşması, reform umutlarını azaltıyor.
Öte yandan bazı eleştirmenler, kripto sektörünün *bankasızlaştırma* sorununu abarttığını savunuyor. Teknoloji yazarı Molly White, kripto sektörü kendi çıkarlarına odaklanarak 'ayrımcılık ya da dini kimlik' gibi gerçek finansal dışlanma sorunlarını görmezden geliyor *yorum*unu yaptı. Coinbase CEO’su Brian Armstrong’un, bankasızlaştırma konusundaki bir incelemeyi yürüten Tüketici Mali Koruma Bürosu’nu (CFPB) kapatmayı öneren Hükümet Etkinliği Departmanı(DOGE)’ne desteği ise tepki topladı.
Tüm bu zorluklara rağmen kripto şirketleri alternatif çözümler arıyor. Porter, birçok firmanın finansal çözüm olarak *stablecoin* kullanmaya yöneldiğini, ayrıca dijital varlıkları destekleyen yerel bankalar veya özel güven kurumlarıyla ortaklıklar kurduğunu belirtti. Ancak Rohani, bu dağınık finansal yapıların uzun vadede sektörün rekabet gücünü düşürebileceğini, daha bütünleşik ve düzenleyici temelli bir iş birliği modeline ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Yorum 0