Tron(TRX) kurucusu Justin Sun ile milyarder David Geffen arasında 78 milyon dolarlık sanat davası

ABD’li milyarder film yapımcısı, müzik yapımcısı ve sanat koleksiyoncusu David Geffen, kripto para girişimcisi Justin Sun’a karşı ‘Le Nez’ adlı heykelin mülkiyetiyle ilgili açtığı karşı dava ile dikkatleri üzerine çekti.

Geffen, 16 Nisan’da ABD mahkemesine sunduğu karşı davada Tron(TRX) kurucusu Justin Sun tarafından açılan davayı “uydurma ve asılsız iddialar” olarak tanımladı. Geffen’in avukatları, Sun’ın “ahlak dışı ya da yasa dışı ticari faaliyetlere karıştığını” iddia etti. Bu hamle, Sun’ın Şubat ayında Geffen’i hedef alarak açtığı heykel iadesi davasına karşılık verildi.

Sun, 2021 yılında Sotheby's’de düzenlenen açık artırmada ünlü heykeltıraş Alberto Giacometti’nin eseri ‘Le Nez’i 78 milyon dolara (yaklaşık 1,14 milyar TL) satın aldığını ve bu süreçte sanat danışmanı Xiong Zihan Sydney’den yardım aldığını açıklamıştı. Ancak daha sonra, eski bir çalışanının eseri izinsiz şekilde alarak Geffen’le birlikte yaklaşık 65 milyon dolar (yaklaşık 950 milyon TL) tutarında nakit ve sanat eserleri karşılığında el değiştirdiğini öne sürdü.

Geffen'in 100 sayfalık karşı dava dilekçesinde, “Sun ve Xiong, kendi sanat yatırımlarından kazanç elde edemeyince bu davayı kötü niyetli olarak kurguladı” denilerek heykelin mülkiyetinin tamamen kendisine ait olduğu belirtildi. Geffen, Justin Sun’ın eseri nakit 10,5 milyon dolarla birlikte iki tabloya karşılık takas etmeyi kabul ettiğini ve şimdi bu anlaşmadan cayıp dava açtığını ileri sürdü.

Geffen ayrıca Sun’ın eseri satma arzusunun arkasında son yıllarda yaşadığı mali sorunların olduğunu belirtti. 2022’den beri süren *kripto para piyasasındaki durgunluk* ile birlikte, Sun’a ait kripto para borsaları Poloniex ve HTX’in 2023’te yaşadığı çok sayıda *hack saldırısında* milyonlarca dolar zarara uğradığını vurguladı. Geffen’e göre, bu mali baskılar Sun’ın eseri elden çıkarma çabalarının ve şu anki yasal girişimin temel motivasyonu.

Bu dava, bir kripto para milyarderi ile Amerikalı kültür figürünü karşı karşıya getiren *nadir sanat eserleriyle ilgili* bir hukuk savaşı olması bakımından dikkat çekiyor. Aynı zamanda, yüksek değerli sanat ve dijital varlık dünyaları arasındaki kesişim noktasında yaşanan sıradışı bir yasal mücadeleye de ışık tutuyor.