Bizim her gün tükettiğimiz gıda ürünleri, insan yaşamının temeli olan vazgeçilmez ihtiyaçlardır ve bu nedenle tarım sektörü tahminleri aşan bir büyüklüğe sahiptir. 2023’te Avrupa Birliği(EU), yaklaşık 154 milyon ton tarım ürünü ithal ederken 134 milyon ton ürünü ihraç etti. Bu gibi gelişmelerle birlikte küresel tarım pazarı hızla genişliyor ve 2029 yılına kadar 5,52 trilyon dolarlık (yaklaşık 8.064 trilyon won) bir hacme ulaşması öngörülüyor.
Ancak çiftçiler ve tarım ürünleri tüccarlarının karşılaştığı en büyük engel, *eskimiş finans sistemleri*. Özellikle Afrika'da dövizle ihracat büyük bir gelir kaynağı olmasına rağmen, geleneksel bankacılık sisteminin verimsizliği nedeniyle yüksek işlem ücretleri, uzun süren para transferleri ve yüksek faizli krediler gibi pek çok sorunla karşı karşıyalar. Büyük şirketler bu tür finansal engelleri bir ölçüde aşabilirken, küçük ölçekli çiftçiler *bankacılık sisteminin yetersizliklerinden* en ağır şekilde etkileniyor.
Bu döngüyü kırabilecek çözümler arasında *blokzincir teknolojisi* ve *sabit kripto paralar* (stabilcoin) öne çıkıyor. Aracıları ortadan kaldırarak sınır ötesi finansal erişim sunabilecek bu sistemler sayesinde küçük çiftçiler için de küresel ticaret kapıları açılabilir. Afrika’nın gıda ve tarım sektörünün 2030 yılı itibarıyla 1 trilyon dolara (yaklaşık 1.460 trilyon won) ulaşması beklenirken, sabit kripto paralar artık sadece geçici bir akım değil, *tarım ticaretinin temel taşı* olmaya aday.
Tarım ticaretinde sınır ötesi ödemeler *hayati önem* taşıyor. Ekipman ve tohum gibi temel kaynakların temini, çok uluslu ticaret faaliyetleri gibi operasyonlar için hızlı ve doğru uluslararası para transferi gerekiyor. Ancak Afrika ülkelerinin mevcut bankacılık altyapısı bu ihtiyaca cevap veremiyor. Mevcut sistemde banka aracılığıyla yapılan transferlerde alınan %3 ila %6 arasındaki işlem ücretleri, kâr marjlarını düşürüyor.
Üstelik dolarla gibi ara paraların kullanıldığı işlemler nedeniyle %3 ila %10 seviyesinde kur kaybı yaşanıyor. Bu da özellikle *sermaye gücü düşük küçük ölçekli çiftlikler için ciddi bir yük* haline geliyor. Bazı durumlarda, küçük çiftçilik yapanlar büyük kurumsal işletmelere kıyasla *%200 daha fazla finansal maliyeti* üstlenmek zorunda kalabiliyor.
Sadece maliyet değil, para transferinin süresi de büyük bir sorun. Ödeme süreçleri zaman zaman *120 günü aşabiliyor*. Bu da çiftçilerin daha fazla nakit ihtiyacı duymasına, yüksek faizle kredi kullanmasına ve doğal olarak kârların erimesine neden oluyor.
Bu noktada sabit kripto paralar, finans sisteminde *dönüşüm yaratan* bir çözüm olabilir. Aracıları ortadan kaldırarak *anlık ve düşük maliyetli işlemler* yapılmasını sağlıyorlar. Transfer süresi birkaç dakikaya inerken, işlem maliyeti %3 ila %6 arasında sabitleniyor. Bu da çiftçilerin hızlıca likiditeye ulaşmasını sağlıyor.
Ayrıca tarım ürünlerinin fiyatlandırmasının sabit kripto para üzerinden yapılması, *döviz kuru oynaklığını* ortadan kaldırıyor. Yerel para biriminin güvensiz olduğu yerlerde bu durum daha da kritik hale geliyor ve günlük kur dalgalanmaları nedeniyle gelir kayıpları yaşanmasının önüne geçiliyor.
Bununla birlikte sabit kripto paralar, *gıda sahtekarlığı* ve *tedarik zinciri tahrifatı* gibi sorunların çözümünde de etkili olabilir. Dünya genelinde gıda sahtekarlığı kaynaklı zarar yılda *40 milyar dolar* (yaklaşık 58,4 trilyon won), sahte ürün kaynaklı ticaret hacmi ise *500 milyar dolar* (yaklaşık 730 trilyon won) seviyesine kadar çıkıyor. Sabit kripto paralar ve blokzincir altyapısı, sahte ürünlerin izlenmesi ve ayıklanmasında etkin araçlar sunarak tarım ürünlerinin tedarik sürecini hem daha *şeffaf* hem daha *verimli* hale getirebilir.
Afrika'da birçok firma bu teknolojinin sunduğu fırsatları fark edip somut adımlar atmaya başladı. Zimbabve’nin önde gelen firmalarından Parrogate, blokzinciri kullanarak tedarikçi ödemelerini kolaylaştırmayı ve sınır ötesi ticaretin verimliliğini artırmayı hedeflediğini duyurdu. Güney Afrika’dan Nijerya’ya kadar benzer girişimler hızla yayılıyor.
Elbette bazı engeller de mevcut. Afrika’nın pek çok ülkesinde *sermaye çıkışına yönelik sıkı kontrol* uygulanıyor. Bu da *hukuki altyapının oturmadığı* durumlarda sabit kripto paraların kullanımıyla ilgili yasal riskler oluşturabilir. Yerel düzenlemeler doğru anlaşılmadığı takdirde hizmet sağlayıcılar için dezavantajlı sonuçlar doğabilir.
Ayrıca teknik altyapının zayıf olduğu ve finansal okuryazarlığın düşük seviyede kaldığı bölgelerde sabit kripto paraların yaygınlaşması yavaş olacaktır. Avrupa gibi finansal sistemin güçlü olduğu bölgelerde ise çiftçilerin teknolojiye olan *ihtiyacı sınırlı*, dolayısıyla benimseme oranı da düşük kalabilir.
Tüm bu karmaşık engellere rağmen sabit kripto paralar, *tarım sektöründeki verimsizlikleri ve şeffaflık sorunlarını* çözebilecek güçlü bir araç olarak ön plana çıkıyor. Güvenilir finansal sistemlerden mahrum çiftçiler için teknoloji tabanlı finansal erişim, gerçek büyümenin en sağlam temeli olabilir.
Yorum 0