Dolar endeksi üç yılın dip seviyesinde: Altın ve Bitcoin(BTC) yükselişe geçti

ABD dolarının başlıca 6 küresel para birimi karşısındaki gücünü gösteren dolar endeksi(DXY), son üç yılın en düşük seviyesine gerileyince altın ve Bitcoin(BTC) fiyatları güçlü bir yükseliş gösterdi.

TradingView verilerine göre DXY, 98,23 seviyesine kadar düşerek Mart 2022’den bu yana en düşük seviyeyi test etti. Altın yatırımcısı Peter Schiff, 21’inde yaptığı açıklamada “dolar endeksinin 98,5 seviyesinin altına inmesi oldukça ciddi bir durum” yorumunda bulundu.

Doların bu sert düşüşünde Trump’ın ticaret politikalarının küresel ticaret gerilimlerini artırması ve yatırımcı güveninin bozulması etkili oldu. 2022’nin ekim ile aralık ayları arasında yaşanan ve DXY’nin 114’ten 101 seviyelerine gerilediği düşüşe benzer şekilde bu yıl da %10’dan fazla kayıp yaşanırken, bu kez düşüşün boyutu daha da derinleşti.

Schiff analize devam ederek, euro/dolar paritesinin 1,15 seviyesini aştığını, doların Japon yeni karşısında 141 düzeyinin ve İsviçre frangı karşısında 0,81 düzeyinin altına düştüğünü belirtti. Bu seviyeler, doların yaklaşık 14 yılın en zayıf seviyelerine indiğine işaret ediyor.

Aynı zamanda altın fiyatları da tarihi bir zirveye ulaştı. Ons başına 3.380 dolara kadar çıkan altın, küresel para birimlerine olan güvenin sarsılmasıyla birlikte yatırımcılar tarafından daha çok tercih edilmeye başladı. Yıl başından bu yana dolar bazında yaklaşık %29 oranında yükselen altın, ‘güvenli liman’ özelliğini sürdürmeye devam ediyor.

Bitcoin(BTC) de bu gelişmelere paralel olarak güç kazandı. Teknoloji hisseleriyle olan korelasyonundan ayrışma sinyalleri gösteren BTC, Asya piyasalarının açılışı sonrasında %2,5 değer kazanarak 87.550 dolara kadar çıktı. An itibarıyla 87.400 dolar seviyesinde işlem gören BTC, mart sonunda ulaştığı 88.500 dolar seviyesini aşması halinde 90 bin dolar bandına geçiş yapabilir.

Ekonomist Alex Krüger, “Bitcoin sonunda gerçek doğasına geri dönüyor olabilir” yorumunda bulunarak, Asya’daki yatırımcıların Bitcoin’i ‘güvenli varlık’, ABD’deki yatırımcıların ise daha çok ‘riskli varlık’ olarak değerlendirdiğini ifade etti.