Mantra(OM) 80 milyar ₩ token yaktı, fiyat çöküşüne dair soru işaretleri büyüyor

Kripto projesi Mantra'nın kurucusu ve CEO’su John Mullin, bu ayın başlarında yaşanan OM token fiyatındaki ani düşüş üzerine kullanıcı güvenini yeniden kazanabilmek için yaklaşık 80 milyar Kore wonu, yani yaklaşık 80 milyar ₩ (yaklaşık 4,3 milyon ₺) değerinde token yakımı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Ancak yaşanan bu sert düşüşün arkasındaki nedenler halen net bir şekilde ortaya konmuş değil.

Blokzincir güvenlik firması CertiK'in baş araştırmacısı Natalie Newson, sadece ‘zincir üzerindeki’ verilerle OM’nin çöküş sürecini tam olarak anlamanın güç olduğunu ifade etti. Newson, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “FTX çöküşü sonrası uygulanan derinlemesine analizlere benzer bir kapsamlı adli inceleme gerekiyor” diyerek, özellikle OTC (tezgah üstü) işlemlerin takibindeki karmaşıklığa dikkat çekti.

Newson’ın bu değerlendirmesi, Mantra’nın merkezi borsalarla iş birliği yaparak yaşanan fiyat çöküşünü araştırmak üzere ortak incelemeler başlatacağını açıklamasının hemen ardından geldi. Proje ekibi, bu düşüşe karşı şeffaflığı artırmak ve kullanıcı güvenini onarmak amacıyla borsalara olayla ilgili veri paylaşımı çağrısında bulunmuştu.

Yaşanan olayın merkezinde, zincir üzerinde görülebilen işlem verileri ile OTC işlemler arasındaki *bilgi asimetrisi* yatıyor. Newson, “Herkesin takip edebildiği zincir üstü işlemlerin aksine, OTC satışlar oldukça sınırlı bir bilgi sunuyor, bu da olayın tam olarak anlaşılmasını engelliyor” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan, John Mullin CEO'su 15 Nisan’da popüler YouTube kanalı Coffeezilla ile yaptığı söyleşide, “Yaklaşık 300 bin dolar değerinde küçük çaplı bir OTC satışı yaptık” demişti. Ancak bu açıklamalar, birçok uzman için OM token’ın dolaşımı ve satış süreci hakkında oluşan soru işaretlerini gidermek için yeterli bulunmadı.

Şirketin halen OM fiyat çöküşüyle ilgili detaylı ve net bir açıklama yapmamış olması dikkat çekiyor. Şüpheli işlemlerle ilişkili olabilecek cüzdan adresleri ya da borsalardaki hareketlerin incelenmesi ise oldukça sınırlı düzeyde gerçekleşiyor. Uzmanlara göre bu durum sadece geçici bir piyasa tepkisinden ibaret olmayabilir. Olası yapısal zayıflıklar ya da içeriden bilgiye dayalı işlemler gündemdeki yerini korurken, *uzun vadeli güvenin yeniden kazanılması* için daha şeffaf bir bilgilendirme süreci ve dış denetimlerin kaçınılmaz olduğu yorumları yapılıyor.