Her yıl dünya genelindeki gıda sektöründe yaklaşık 500 milyar dolar (yaklaşık 69 trilyon 500 milyar won) düzeyinde bir para *gıda sahtekârlığı* yoluyla sistem dışına çıkıyor. Bu durum yalnızca ekonomik kayıplara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel sağlık açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu alanda teknik olarak titizlikle tasarlanmış blokzincir çözümlerinin devreye alınması, söz konusu suçları temelinden engellemede *önemli rol* oynayabilir.
Ancak gerçekler bu beklentinin gerisinde kalıyor. Blokzincir teknolojisinin günlük kullanımda uygulanabilmesi; *yüksek kurulum maliyetleri*, *ölçeklenebilirlik*, *birlikte çalışabilirlik* ve mevcut sistemlerle olan *entegrasyon sorunu* gibi pek çok karmaşık engelle karşı karşıya. Ayrıca, kişisel verilerin korunması, belirsiz hukukî altyapı ve sektörün genelinde *uygulama hızı* da teknolojinin yayılmasını yavaşlatan ana etkenler arasında yer alıyor.
Gıda sektörü içindeki dolandırıcılık faaliyetlerinin boyutu tahmin edilenden büyük. Naoris Protocol CEO’su David Carvalho, çoğu insanın gıda sahtekârlığının sektör genelinde bu kadar yaygın bir sorun olduğuna şaşıracağını ifade ederken, “Her yıl yaklaşık 30 ila 50 milyar dolar (yaklaşık 41 trilyon 700 milyar ila 69 trilyon 500 milyar won) düzeyinde zarar meydana geliyor,” dedi. Carvalho, bunun yaklaşık 12 trilyon dolarlık (yaklaşık 1 kentilyon 668 katrilyon won) küresel gıda sektörü değerinin küçük bir bölümü olduğunu belirtse de, “bu miktar Malta’nın gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) ile aynı seviyede” yorumunu yaptı.
Peki blokzincir bu alanda nasıl kullanılabilir? *Gıda sahtekârlığı* basit bir hata değil; tüketicinin güvenini kasıtlı olarak manipüle eden ve bunun üzerinden maddi kazanç hedefleyen bir eylem. Bu tür suistimallerin önlenebilmesi için sistemde *şeffaflık* ve *izlenebilirlik* sağlayan teknolojilere ihtiyaç var.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, gıda sahtekârlığı “tüketicilerin ürünün içeriği ya da kalitesine dair yanlış bilgilendirilmesine neden olan kasıtlı eylemler” anlamına geliyor. Bu durum; düşük maliyetli maddelerin lüks gıdalarla karıştırılması, ürünün menşeiyle oynanması ya da marka sahteciliği gibi pek çok farklı yöntemi kapsıyor. *Hırsızlık*, *seyreltme*, *yanıltıcı etiketleme* gibi teknikler de gün geçtikçe *daha karmaşık* hale geliyor, bu da basit denetim yöntemlerinin yetersiz kalmasına sebep oluyor.
Bu denli karmaşık bir sorunu çözmek için blokzincir teknolojisinin devreye alınması, yalnızca bir dijital araç olarak değil, tümendüstriyel yapı içinde bir dönüşüm gerektiriyor. Sağlıklı bir uygulama için maliyet yapılarının gözden geçirilmesi, veri standartlarının belirlenmesi ve politika düzeyinde *hukuki netlik* sağlanması gerekiyor. Trump döneminden bu yana tarım ve gıda izlenebilirliği konularına artan ilgi göz önüne alındığında, gelecekte ilgili politikaların yönü de bu dönüşümün başarısında *anahtar rol* oynayabilir.
Yorum 0