Merkez bankalarının üçte biri CBDC planlarını erteledi

Dünya genelindeki merkez bankalarının yaklaşık üçte biri, merkez bankası dijital para birimi(CBDC) planlarını erteledi. Bu gecikmenin ana nedenleri olarak düzenleyici belirsizlikler ve değişen ekonomik öncelikler gösterildi.

Uluslararası Para ve Finans Kurumu(OMFIF) ile güvenlik teknolojileri şirketi Giesecke+Devrient’in ortak raporuna göre, ankete katılan 34 merkez bankasının yaklaşık %31’i CBDC uygulama takvimlerini öteledi. Öte yandan, bazı merkez bankaları çalışmalarına devam etse de, CBDC’yi aktif olarak değerlendiren merkez bankalarının oranı 2022’de %38 iken bu yıl %18’e düştü.

Raporda, CBDC’nin ertelenmesinin başlıca sebepleri arasında ‘düzenleyici ve yönetişim belirsizlikleri’ ile ‘beklenmedik ekonomik zorluklar’ gösterildi. Ayrıca, CBDC için gerekli yasal çerçevenin oluşturulmasının teknik kapasitelerden çok ‘siyasi iradeye’ bağlı olması da süreci etkileyen faktörler arasında yer aldı.

CBDC’ye yönelik siyasi direnç de önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Ocak ayında Başkan Trump, merkez bankasının bir CBDC yayınlamasını, dağıtmasını veya kullanmasını yasaklayan bir başkanlık emri imzaladı. Bu adımla birlikte ABD’nin CBDC geliştirme ihtimali neredeyse tamamen ortadan kalktı. Kripto para sektörü bu kararı genel olarak olumlu karşılarken, küresel CBDC çalışmaları üzerindeki olası etkileri konusunda endişeler de dile getirildi.

Bazı merkez bankaları ekonomik sebeplerle CBDC araştırmalarını azaltma veya süreci erteleme kararı aldı. Bir finans kuruluşu, ‘artan enflasyon ve ulusal borç sorununun’ CBDC’nin kullanımını geciktiren temel sebepler olduğunu açıkladı. Başka bir merkez bankası ise teknik engelleri gerekçe göstererek araştırmalarını yavaşlatma planlarını duyurdu. Özellikle kullanıcı gizliliğine yönelik endişelerin artması, veri toplama ve güvenlik konularında daha fazla tartışma yaratmış durumda.

Buna rağmen, OMFIF raporu uzun vadede çoğu merkez bankasının CBDC’yi hayata geçirmeyi sürdüreceğini öngörüyor. Ancak kesin tarih belirsizliğini korurken, sürecin ekonomik ve düzenleyici gelişmelere bağlı olarak değişebileceği vurgulanıyor.