Blokzincir sektörü, en başından beri *şeffaflık* ilkesini temel değer olarak benimsemiş durumda. Halka açık blokzincirlerde tüm işlem kayıtları kalıcı olarak saklanıyor ve internet bağlantısı olan herkes bu kayıtlara erişebiliyor. Ancak milyarlarca işlem ve yüz milyonlarca cüzdan adresi gibi devasa boyutlara ulaşan veriler, bu ‘tamamen açık’ sistemin aslında kavranmasını zorlaştırabildiği yönünde eleştirileri de beraberinde getiriyor.
Esas sorun ise verinin ‘miktarında’ değil, onun ‘yorumlanmasında’ yatıyor. Defter ne kadar şeffaf olursa olsun, gerekli bilgiye kolayca ulaşılamadığı sürece bu durum *samanlıkta iğne aramak* gibi bir hal alabiliyor. İşte bu noktada öne çıkan teknoloji *blokzincir analiz araçları*. Yakın zamanda yayımlanan ‘The Clear Crypto Podcast’in son bölümünde, blokzincirin mutlak şeffaflığına ait fırsatlar ve sınırlar ele alınarak, yapay zekânın bu karmaşık tabloyu çözebilecek *son parça* olabileceği vurgulandı.
Yapay zekânın bu alanda kullanımı yalnızca büyük veri yığınlarını düzenlemeyle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda verilerin içinde saklı kalmış desenleri ve eğilimleri tespit edebilmesi açısından da büyük anlam taşıyor. Örneğin, belirli bir cüzdan adresinin şüpheli aktivitelerini anlık olarak fark edebilmek ya da işlemler arasındaki bağlantıları önceden öngörebilmek, AML (kara para aklamayla mücadele) ve yasal uyumluluk açısından kritik değer taşıyor. Artık blokzincirin ‘ayrım gözetmeyen açıklığı’, yapay zeka sayesinde *seçici içgörüye* dönüşmeye başlıyor.
Yorum 0