2025’te DeFi (merkeziyetsiz finans) ekosisteminde ‘merkeziyetsiz fonlama’ alanında dikkat çeken yeni bir model ortaya çıktı. TokenPost’un 24’ünde aktardığına göre, blokzincir araştırma şirketi Alea Research, Flying Tulip adlı projenin fonlama yapısını mercek altına aldığı son raporunda bu yapının, bugüne dek yaygın olarak kullanılan ‘runway harcama’ modelinden köklü şekilde ayrıştığını ve hem *güven* hem de *token kıtlığı* açısından üstün özellikler getirdiğini vurguladı.
Çoğu DeFi projesi, önce sermayeyi toplar ardından bu fonları yok ederek (token yakımı) arzı azaltırken, yatırımcılara da projenin başarısından bağımsız biçimde token ödülleri dağıtan bir yapı izliyor. Flying Tulip ise fonların tamamını yatırımcının anaparasını koruma altına alacak şekilde yönlendiriyor. Bu kaynaklar, protokol gelirleriyle bağlantılı olarak *FT token’larının geri alım* ve *yakım* süreçlerinde kullanılıyor. Yatırımcılar açısından bu model, zarar durumunda ‘kalıcı bir satım opsiyonu’ sağlayarak sermayeyi güvence altına alırken, kazanç durumunda oluşan deflasyonist yapı sayesinde bileşik getiri potansiyeli yaratıyor.
Projenin temelinde yer alan yaklaşım, “hayatta kalmasını istediğini satma, hak edilmiş olanı satın al” felsefesine dayanıyor. Flying Tulip; ETH, BTC, SOL ve USDC gibi öncü kripto paralarla fon toplarken, bu varlıklar stETH, jupSOL, Aave veya sUSDe üzerinden düşük riskli getiri stratejilerine yönlendiriliyor. Alea Research’e göre, bu çözüm sadece fonların verimli kullanılmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda token arzını düşürerek fiyat istikrarına katkı veriyor.
En dikkat çekici noktalardan biri de, ekip ve vakıf token’larının yalnızca protokol gelir ürettiğinde erişilebilir hale gelmesi. Bu yapı, DeFi projelerinde yaygın olan zaman tabanlı dağıtım (vesting) yöntemlerini bir kenara bırakıp, doğrudan performansa bağlı *geri alım ve yakım sonrası dağıtım* modeli sunuyor. Bu sayede yeni token arzı, değer kaybı yerine değer uyumu anlamı taşıyor.
Yatırımcılar ise 1 dolar karşılığında 10 FT alıyor ve bunun yanında dolar bazlı ‘1:1 geri dönüş garantisi’ sunan kalıcı bir satım hakkı (put option) elde ediyor. Ancak bu hak, FT token’larının üçüncü kişilere devri ya da satışı durumunda kaybediliyor. Hak kaybı sonrası fonlar, otomatik olarak FT token’ı satın alıp yeni bir yakım döngüsüne sokuluyor. Böylece yatırımcının uzun vadeli sadakati ödüllendirilmiş oluyor.
Bu model, DeFi alanında sıklıkla görülen ‘seyrelme odaklı döngü’ yapısından uzaklaşıyor. Alea Research’e göre, başlangıç yatırımından itibaren getiriler doğrudan *geri alım fonu* oluşturuyor. Bu sayede takım ve katkı sağlayanlar ancak sistem getiri sağladığında *performansa dayalı* şekilde ödüllendiriliyor. Bu durum, tüm ekosistemin teşvik sistemini birbiriyle ‘uyumlu’ hale getiriyor.
Alea Research, Flying Tulip’in bu yeni modelinin geleneksel finansal araçlardan ‘anapara korumalı tahviller'den ilham aldığını belirtiyor. Bu yapı, daha düşük risk profiline sahip kurumsal yatırımcılar için cazip bir seçenek sunarken, token sahipleri açısından da ‘düşüşlerde koruma, yükselişlerde getiri’ avantajı barındırıyor.
Protokol, verimlilik ile güven temelli tasarımı dengelemeyi hedefliyor. Yüksek *getiri bazlı geri alım* sistemi ve sınırlı arz yaklaşımı birlikte çalışıyor. Flying Tulip, kalıcı satım hakkını ERC721 standartlı NFT formatında sunarak DeFi için benzersiz bir orantılı çıkış stratejisi sunuyor. Token’ın değeri, seyreltilmemiş arz yapısı, kullanıcı katılımı ve mavi çip varlıklara bağlı getiri imkanı ile destekleniyor.
Flying Tulip’in hedefleri de oldukça net. Rapora göre yalnızca 1 milyar dolarlık sermaye toplanması halinde yaklaşık 460 milyon FT token’ı yakılabilir. Bu rakam, toplam FT arzının yaklaşık %4,6’sına denk geliyor. Ayrıca, ekip token’larının yalnızca kârlılık başladıktan sonra dağıtılması, tüm ücretlerin operasyon maliyetlerini aştıktan sonra tamamen geri alıma yönlendirilmesi gibi koşullar, geleneksel token ekonomilerinde pek rastlanmayan ‘nicel teşvik modellerinin’ uygulandığına işaret ediyor.
FT örneği, değerini sürekli seyrelterek büyümeye çalışan modellere zıt bir anlayış geliştiriyor. Sadece elde edilen getiriler harcanıyor ve bu harcamalar da token kıtlığını artırmak için kullanılıyor. Flying Tulip, bu yaklaşım sayesinde şeffaflık ve teşvik uyumu temelinde ‘sonsuz oyun’ yapısına geçmeyi amaçlıyor.
Yorum 0