Deutsche Bank: Altın ve Bitcoin(BTC) uzun vadeli değer saklama aracı olarak benzer rol üstlenebilir

Son yıllarda küresel merkez bankalarının altın rezervlerini istikrarlı şekilde artırması, bu eğilimin Bitcoin(BTC) piyasası üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğine dair yorumları beraberinde getirdi. Deutsche Bank, yayımladığı son raporunda altın alım trendinin 20. yüzyılın başları ve ortalarıyla benzerlik taşıdığını vurgularken, Bitcoin’in ‘fiyat yükseliş yapısı’ açısından da benzer bir model izlediğine dikkat çekti.

Rapora göre 2024’ün ikinci çeyreği itibarıyla, merkez bankalarının döviz rezervleri içinde altının payı %24’e ulaşmış durumda. Bu oran, 1990’lardan bu yana görülen en yüksek seviyeye işaret ediyor. Resmi altın talebinin 2011’den 2021’e kadar geçen 10 yıllık dönemdeki ortalamanın iki katına çıktığını belirten Deutsche Bank, bu veriler ışığında altın ile Bitcoin’in ‘değer saklama aracı’ rolüyle global portföy stratejilerinde benzer bir konuma yerleşebileceği öngörüsünde bulundu.

Rapor aynı zamanda altına yönelik bu artan ilginin geçici bir heves değil, küresel finans sisteminde yaşanan yapısal bir dönüşüm olduğuna işaret ediyor. 2024 yılı boyunca Bitcoin’in tüm zamanların en yüksek seviyelerini test etmesiyle birlikte, kurumsal yatırımcılar nezdinde ‘dijital altın’ kavramının da yeniden ön plana çıktığı yorumu yapıldı.

Altın fiyatları da son dönemde rekorları aşarak ilerlerken, satın alma gücü baz alındığında 1980’lerin başındaki zirveleri geride bıraktı. Deutsche Bank, “Son haftalarda altın, ‘enflasyona göre düzeltilmiş tüm zamanların en yüksek seviyesi’ni sonunda geçti” ifadelerini kullanarak, bunun geçici bir gelişmeden öte yapısal bir dönüşümün işareti olabileceğini kaydetti.

Öte yandan Trump’ın başkanlık döneminden bu yana ABD’de artan mali riskler ve düşen dolar değeri karşısında, merkez bankalarının fiziksel varlık alımını artırdığı görüşü de giderek destek kazanıyor. Bu eğilimin devam etmesi durumunda, Bitcoin’in de uzun vadeli alternatif varlık olarak ‘kurumsal yatırımcılar’ arasında konumunu güçlendirme potansiyeli taşıdığı değerlendirmesi öne çıkıyor.