Güney Kore'de hükümetin, Kore wonu ile bağlantılı bir stabil kripto para (stabilcoin) düzenlemesini yasalaştırma süreci bir kez daha gecikti. 24’ünde yerel basın Newis’e göre, hükümetin kendi belirlediği yasa tasarısı teslim tarihini kaçırması, Finansal Hizmetler Komisyonu ve Kore Merkez Bankası arasında giderek derinleşen çekişmeyi gün yüzüne çıkardı. Bu durum, dijital finansın bir sonraki adımına ilişkin kimin söz sahibi olacağı sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
İktidardaki Demokrat Parti, seçim vaatlerinden biri olan stabilcoin düzenlemesi kapsamında, Finansal Hizmetler Komisyonu'ndan 10 Aralık'a kadar bir yasa taslağı sunmasını istemişti. Ancak bu tarih geçildi ve henüz resmi bir taslak kamuoyuna duyurulmadı. Kurum ise bu gecikmenin nedenini “ilgili kurumlarla ek koordinasyon ihtiyacı” olarak açıklarken, yasa teklifiyle eş zamanlı bir şekilde hükümetin ortak duruşunu yayımlamayı planladıklarını belirtti.
Asıl gecikme nedeninin, Finansal Hizmetler Komisyonu ile Kore Merkez Bankası arasında yaşanan ‘denetim ve yetki çekişmesi’ olduğu vurgulanıyor. Kore Merkez Bankası, wonla sabitlenmiş stabilcoin’leri bankacılık mevduatı veya itibari para muadili olarak görüyor. Bu nedenle, bu token’ları çıkaracak kuruluşların en az %51’ine yerel bankaların sahip olması gerektiğini ve merkez bankasının da denetim ve onay yetkisi olması gerektiğini savunuyor.
Öte yandan, Finansal Hizmetler Komisyonu ise Avrupa Birliği'nin MiCA (Markets in Crypto-Assets) çerçevesini örnek göstererek teknoloji şirketlerinin merkezde olduğu esnek bir yapı öneriyor. Japonya’nın ilk yen tabanlı stabilcoin’inin bir fintech şirketi tarafından çıkarıldığını hatırlatan kurum, yalnızca bankaların yer aldığı modelin inovasyonu engelleyebileceğini öne sürüyor. İki kurum hâlâ bir uzlaşı arayışında ve “faaliyet alanına göre esnek ortaklık modeli” şeklinde bir uzlaşma önerisi tartışılıyor olsa da henüz somut bir karar alınabilmiş değil.
Bu gecikme sırasında Ulusal Meclis devreye girdi. Meclisin Mali Hizmetler Komitesi, çeşitli milletvekilleri tarafından önerilen farklı stabilcoin yasa tasarılarını değerlendirmeye başladı. Demokrat Parti ise en geç Ocak ayına kadar tüm alternatifleri birleştiren kapsamlı bir yasa teklifini sunma hedefinde. Bu tasarı, Başkan Lee Jae-myung’un seçim vaatlerinden olan ‘Dijital Varlıklar Temel Yasası’nın ikinci aşaması olarak kabul ediliyor.
Güney Kore’de şu anda bir won tabanlı stabilcoin yasal olarak mümkün değil. Ancak özel sektör gizliden bu alanda teknolojik hazırlıklarını sürdürüyor. Örneğin, Naver Financial, Busan'ın yerel para birimini içeren bir blokzincir cüzdan geliştiriyor. KakaoBank, won tabanlı bir dijital token üzerinde çalışıyor. Önde gelen bazı bankalar ise 2025 sonu ya da 2026 başı gibi bir zaman diliminde ortak bir stabilcoin projesini hayata geçirmeyi planlıyor. Yani, yasal çerçeve eksik olsa da, sektörün teknik olarak hizmet sunmaya hazır olduğu görülüyor.
Dijital varlıklara yönelik yasal düzenlemenin gerekliliği, son dönemde yaşanan siber saldırılarla daha da vurgulanıyor. Kasım ayında yaşanan Upbit hack vakasında, polis ve borsa Binance’e fonların dondurulması için acil başvuru yapmış olsa da, geri kazanılan miktar oldukça sınırlı kaldı. Hacker’lar çeşitli zincirler ve cüzdanlar aracılığıyla paraları hızla aktararak, düzenleyici sistemin eksikliğini gözler önüne serdi. Uzmanlara göre bu olaylar, stabilcoin ve genel dijital varlık ekosisteminin yasal zemine kavuşturulmasının finansal güvenlik açısından da kritik olduğunu kanıtlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Japonya gibi ülkeler hali hazırda stabilcoin’ler hakkında net düzenlemeler getirmiş durumda. Bu ülkeler test aşamalarına geçerken, Güney Kore, stabilcoin’lerin yönetiminde kimin söz sahibi olacağı konusunda hâlâ uzlaşamamış durumda. Bu da ülkenin küresel teknoloji yarışında geride kalabileceği endişesini büyütüyor. Sektör temsilcileri bu durumu ‘kuralsız özgürlük’ değil, ‘belirsizlikten kaynaklanan tıkanıklık’ olarak tanımlıyor.
Yorum: Güney Kore’deki stabilcoin çıkmazı, sadece teknolojik değil, aynı zamanda kurumsal yetki savaşından kaynaklanıyor. Net bir düzenleyici çerçeve oluşmadıkça, özel sektör hazırlıklı olsa bile, global sahnede anlamlı bir hamle gelmesi zor görünüyor.
Yorum 0