Kripto araştırma şirketi Kaiko Research’ün 24’ündeki yeni raporuna göre, kripto para piyasası 2026 yılına artık *spekülatif döngülerden* çok *kurumsallaşma ekseninde* ilerleyen bir yapıyla giriyor. Yapılan analiz, piyasanın artık bireysel anlatılar yerine kurumsal yatırımcı merkezli entegrasyon, netleşen düzenlemeler, *sabit coin* (stablecoin) temelli likidite ve gelişmiş türev ürünler piyasasıyla şekillendiğini ortaya koyuyor.
Rapora göre, 2026 kripto piyasası yeni bir yükseliş döngüsünden ziyade, kurumsal finans sistemine entegrasyon sürecinin devamı biçiminde değerlendirilmeli. Bu süreçte, borsa altyapıları, ürünler ve dijital varlıklar daha standartlaşmış ve düzenlenmiş bir ortamda gelişim gösteriyor. Bu da bireysel projelere ve spekülatif hareketlere bağlılık yerine *politik kararların* ve *regülasyon çerçevelerinin* etkisini öne çıkarıyor. Özellikle Amerika’da kabul edilen Genius Act yasası, dolar destekli dijital varlıkların geleneksel finans sistemine geçişi için federal denetim sağlayacak açık bir çerçeve sunuyor.
Avrupa Birliği de benzer şekilde, haziran ayı itibarıyla tamamen yürürlüğe girecek MiCA yasası sayesinde kripto varlıklara yönelik birleşik bir düzenleme yapısı oluşturmayı hedefliyor. Bu sayede sabit coin ihraçları, borsa faaliyetleri ve kullanıcı hakları gibi alanlarda Avrupa genelinde *tutarlılık* sağlanması bekleniyor. Öte yandan, Basel Komitesi’nin önerdiği bankaların kriptoya maruz kalmasına dair finansal sağlıklılık kuralları, ABD ve İngiltere’nin muhtemel muhalefeti nedeniyle ertelenebilir. Bu da düzenleme sürecinin yönünü belirleyebilecek önemli bir değişken olarak öne çıkıyor.
Para politikası da süreçte belirleyici rol oynuyor. ABD Merkez Bankası (Fed), 2026 başında faiz indirim sürecini başlattı. Bu politika değişikliği, *Bitcoin(BTC)* ve benzeri riskli varlıklar için olumlu bir ortam oluşturabilir. Kaiko Research, faiz oranları ile Bitcoin arasındaki *negatif korelasyona* dikkat çekerken, Jerome Powell’ın görev süresinin sona ermesiyle Fed’in tutumundaki makas değişiminin piyasaya yön verebileceğini not etti. Artan işsizlik oranı ve yavaşlayan enflasyon gibi veriler ise Fed’in gevşek para politikasını destekliyor ki bu da kripto piyasalarına olumlu yansıyabilir.
Teknoloji tarafındaki belirsizlikler de göz ardı edilmemeli. Yapay zeka odaklı büyük teknoloji firmalarının aşırı değerlendiği yönündeki endişe gerçekleşirse, bu durumun kripto piyasasında da *dalgalanma yaratması* mümkün. Yapay zeka odaklı projelerin yükselişiyle birlikte entegrasyon artıyor olsa da, bu projelerdeki *likiditenin* sınırlı olması, kriz anlarında ciddi oynaklıklar doğurabiliyor. Örneğin The Graph(GRT) gibi projeler teknik olarak bir temel oluştursa da Bitcoin’e kıyasla likiditesi hayli az.
Sabit coin likiditesi frontunda, USDT ve USDC dahil ilk beş ihraççının toplam piyasa değeri yüzde 90’ın üzerinde. Bu varlıkların zincir üzerindeki dolaşımı ise *on-chain dolar akışının* temel göstergesi olarak kabul ediliyor. Özellikle 10 Ekim’de test edilen piyasa likiditesi ortamında USDT ve USDC, *istikrarlı performanslarıyla* ağ geçidi rollerini pekiştirdi. Haliyle ödeme, alım-satım ve teminat fonksiyonlarında merkezî konumlarını koruyorlar. Ortalama piyasa derinlikleri ise 8 ile 10 milyon dolar arasında, yani BTC seviyelerine oldukça yakın.
Diğer yandan, süresiz vadeli işlemler piyasasında faaliyet gösteren merkeziyetsiz borsaların (DEX) büyümesi de *yapısal değişimi* temsil ediyor. Örneğin Hyperliquid, iki yıl içinde Binance hacminin %20’sine ulaşırken, açık pozisyon büyüklüğü açısından da OKX’i yakaladı. Bu büyümeye katkı sağlayan faktörler arasında işlem verimi, slippage’ın (kayma) azalması ve tasfiye sistemlerinin geliştirilmesi bulunuyor. Aster, Righter ve Apex gibi diğer DEX platformları da benzer ivmeyle merkezi borsaların yerini almaya başladı.
Merkeziyetsiz finans (DeFi) tarafında ise özellikle *borç verme* segmenti ciddi sıçrama yaptı. Örneğin Aave’nin platformunda 2024’e kıyasla hem mevduat hem borç hacmi 5 kat arttı. Şu an itibarıyla toplam mevduat 40 milyar doları, açık borç miktarı ise 20 milyar doları geçmiş durumda. Bu da DeFi ekosisteminde artık geçici değil, *sürdürülebilir varlık akışlarının* oluştuğunu gösteriyor.
Genel olarak bakıldığında, kripto piyasası net bir biçimde *kurumsallaşma sürecine* girmiş bulunuyor. Sabit coin’lerin sağladığı likidite, türev piyasalarının olgunlaşması ve düzenleyici altyapıdaki gelişmeler, piyasanın temelini güçlendiriyor. Dolayısıyla, hikaye odaklı bireysel alım satımlar yerine, kurumsal aktörlerin belirleyici olduğu, *uyumluluk (compliance)*, *makroekonomi politikaları* ve *yönetişim* merkezli bir yapı önümüzdeki yıllarda kripto dünyasına yön verecek gibi görünüyor.
Yorum 0