Prividium, Ethereum(ETH) için gizlilik ve ölçeklenebilirlikte çığır açıyor

Messari Research tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, ZKsync(ZK) tabanlı özel blokzinciri çerçevesi olan Prividium, Ethereum(ETH) ekosisteminin hem ölçeklenebilirlik hem de gizlilik gereksinimlerini aynı anda karşılayabilecek *ana çözüm* olarak konumlanıyor. Airbender ve Atlas adlı iki büyük güncellemeyle birlikte Prividium’un yüksek performans, düşük maliyet ve gelişmiş işlem kesinliği sunduğu; ayrıca kurumsal blokzinciri dağıtımları ve ZK token ekonomisi üzerinde doğrudan etkili olacağı tahmin ediliyor.

Prividium, ZKsync teknolojisi ile geliştirilen izinli bir özel zincir olarak faaliyet gösteriyor. Tüm işlem ve durum verileri zincir dışı veritabanlarında depolanırken, doğrulama süreci *sıfır bilgi ispatları* (ZK Proof) sayesinde Ethereum’a güvenilir biçimde aktarılıyor. Böylece kurumlar hassas bilgilerini dışarı açmadan hesap verebilirliği sağlayabiliyor. Messari Research’ün vurguladığı gibi, Prividium kullanıcıları Okta, Azure gibi kurumsal kimlik sistemleriyle birlikte Ethereum cüzdanlarını da kullanarak hem mevcut güvenlik altyapısını sürdürüyor hem de zincirle kusursuz entegrasyon sağlıyor.

2025 Haziran’ında tanıtılan Airbender ispat sistemi, ispat hızı ve verimliliğini önemli ölçüde artırdı. Paylaşılan kıyaslama verilerine göre, bu sistem yüksek performanslı GPU’lara gerek olmadan Ethereum’un ortalama bir blokunu 17 saniyede işleyebiliyor; uçtan uca tüm ispat süreci ise 35 saniyeden kısa sürüyor. Bu sonuçlar, işlem güvenilirliğini tehdit eden gecikme risklerini büyük ölçüde azaltıyor. Özellikle, özel zincir faaliyetlerinde pahalı donanım ihtiyacını ortadan kaldırması, kurumsal maliyet avantajı ve *düşük operasyonel karmaşıklık* açısından büyük önem taşıyor.

Aynı yıl Ekim ayında uygulanmaya başlayan Atlas güncellemesi ise ZK altyapısının verimliliğini maksimuma çıkarıyor. Yalnızca işlem hacmini artırmakla kalmayan bu yükseltme, 1 saniyede ispat tamamlanması ve saniyede 15.000 işleme (TPS) kadar destek sunmasıyla dikkat çekiyor. Üstelik, her işlemdeki ispat maliyeti de yalnızca 0.0001 dolar seviyesinde tutuluyor. Messari’ye göre bu sistem, dışa aktarım yollarını kısaltarak özel ağlardaki işlem öngörülebilirliğini ciddi şekilde geliştiriyor.

Prividium’un bir diğer avantajı da Ethereum ve diğer ZKsync ağları ile tam *uyumluluk* kurmuş olması. Köprü ya da merkezi aracı gerektirmeden, ortak bir ispat ve mutabakat katmanı üzerinden varlık ve veri aktarımı mümkün hale geliyor. Bu sayede kurumlar gizliliğini koruyarak Ethereum üzerindeki DeFi uygulamalarıyla etkileşime geçebiliyor. Aynı zamanda, isteğe bağlı olarak bazı akıllı sözleşme bilgileri dışa açılabiliyor. Bu mekanizma, hem denetim hem de düzenleyici taleplere cevap verme açısından *esnek bir çözüm* sunuyor.

Messari, Prividium’un genişlemesinin ZK token’ın ekonomik yapısına da önemli katkı sağlayacağını belirtiyor. Araştırmada, Alex Gluchowski’nin token teklifinin detaylarına atıfta bulunularak, kurumsal lisans gelirleri ve zincir içi işlem ücretlerinin ZK token’a *kullanım temelli değer* kazandırabileceği belirtiliyor. Bu gelirler, ZK token’ların yakılması, ekosistem finansmanı, staking ödülleri gibi alanlarda yeniden dağıtılarak, token tamamen yönetişim odaklı bir yapıya evriliyor.

Düzenleyici cephede de, özel blokzincirler ile ZK teknolojisinin entegrasyonu olumlu bir bakış açısıyla değerlendiriliyor. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) kripto para görev gücü, ZK teknolojisinin işlem detaylarını gizli tutarken belirli koşulları şeffaf biçimde ispatlamasının, *gizlilik esaslı regülasyon dostu bir model* sunduğunu ifade etti. Prividium da bu doğrultuda, şeffaflık ve sorumluluğu temel alan bir blokzinciri mimarisiyle öne çıkıyor.

Giderek daha fazla özel zincirin devreye alınmasıyla birlikte, ZKsync altyapısı, Ethereum ve diğer ağlar arasındaki *temel koordinasyon merkezi* haline geliyor. Aynı zamanda önerilen ZK token merkezli gelir modeli, ağ seviyesinde birlikte çalışabilirlik ve değer akışı yaratmada etkili bir katalizör olarak öne çıkıyor. Messari son olarak, bu teknolojik gelişmeler ile token ekonomisinin birleşiminin kurumlara özel optimize edilmiş blokzinciri çözümleri sunacağını; ayrıca Matter Labs’in sunacağı yönetimli hizmetlerle uygulama ve operasyon süreçlerinin kusursuz destekleneceğini ifade ediyor.