Malezya, son dönemde hükümet politikalarındaki değişimler ve yerel geliştirici toplulukların büyümesi sayesinde küresel bir Web3 merkezi olma yolunda önemli bir ivme kazanıyor. Tiger Research’ün 24’ünde yayımladığı raporuna göre, özellikle İslami finansla entegre edilmiş dijital varlık stratejisi sayesinde ülke, Orta Doğu dahil olmak üzere İslam ülkeleri pazarına açılmak için önemli bir fırsat yakalayabilir.
Hükümetin yakın zamanda duyurduğu ‘Dijital Varlık İnovasyon Merkezi’ ile birlikte blokzincir altyapısının kurulması, regülasyonların esnetilmesi ve yenilikçi sandbox politikalarının benimsenmesi, Malezya’nın kriptoyu kapsayıcı bir tutum sergilediğini ortaya koyuyor. Bu politikalar, aynı zamanda ülkenin Singapur ve Hong Kong gibi Asya’nın dijital finans merkezleriyle rekabet edebilmesi için stratejik bir adım olarak görülüyor. Başbakan Enver İbrahim’in Binance kurucusu ile gerçekleştirdiği görüşme ise bu hedefin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Tiger Research’e göre Malezya, çok kültürlü ve çok dilli yapısı sayesinde Güneydoğu Asya’da bir iletişim köprüsü işlevi görüyor. Bu ortamda Coingecko, Etherscan ve Virtuals Protocol gibi dünya çapında bilinen projelerin ortaya çıkması, yerli girişimciler ile uluslararası teknoloji ağları arasında bir bağ kurulmasına katkı sağladı. Ancak ülkenin regülasyon ortamı ve teknik altyapısı hâlâ bazı eksiklikler taşıyor. Yerel yatırımcılar halen çoğunlukla Binance(BNB) ve Bybit gibi küresel borsaları kullanırken, yerel borsalarda hem likidite hem de listelenmiş token sayısında sınırlılıklar mevcut.
Stablecoin konusundaki yaklaşım da nispeten temkinli. Şu anda USDT ya da USDC, ülke içindeki lisanslı borsalarda işlem göremiyor. Bu durum, 1998 Asya finans krizinden sonra sıkılaştırılan sermaye kontrolleriyle bağlantılı olarak yorumlanıyor. Öte yandan, Blox tarafından geliştirilen ringgit merkezli ‘MYRC’ stablecoin projesiyle bu alanda yeni bir açılım hedefleniyor. Merkez Bankası öncülüğünde oluşturulan dijital sandbox, bu tür yeniliklerin yerel finansal sistem içindeki test edilmesine imkan sağlıyor. Bu yaklaşım, kademeli bir dijital varlık dönüşüm stratejisinin parçası olarak görülüyor.
Öne çıkan başlıklarından biri de İslami finansla entegrasyon oldu. Rapora göre Malezya, Şeriat (Sharia) esaslarına dayanan ilk kripto ürünlerini regüle eden ülke konumunda. Luno ve Hata gibi lisanslı borsalar, tüm hizmetlerinde şeriat sertifikası almak zorunda. Halogen Capital ve Nawa Finance gibi platformlar ise şeriata uygun Bitcoin fonları ve DeFi ürünleri sunarak piyasanın gelişimine katkı sağlıyor. Bunların yanı sıra Sharlife, zekât gibi bağış sistemlerini kriptoyla dijitalleştirerek devlet kurumlarıyla iş birliği içinde sahada uygulamaya geçiriyor.
NFT ve blokzincir ana ağ altyapısı henüz emekleme aşamasında. Küresel çapta öne çıkan projelerse oldukça sınırlı. Çoğu NFT topluluğu küçük gruplar halinde faaliyet gösterirken, Pudgy Penguins örneği, benimsediği onboarding süreci ve topluluk odaklı etkileşim kültürü sayesinde dikkat çekiyor. Ana ağ tarafında ise Zetrix ve MIMOS önderliğindeki Malezya Blokzincir Altyapısı (MBI) gibi projeler, halk odaklı ve yerel kaynaklı bir büyüme modelini benimseyerek kamu destekli kalkınma modeli sunuyor.
Bitcoin(BTC) madenciliği açısından ise Sarawak ve Sabah bölgelerinde hidroelektrik destekli büyük ölçekli madencilik faaliyetleri artışta. Düşük karbon ayakizine sahip bu yöntemler, Malezya’nın küresel madencilik sahnesinde rekabet avantajı elde etmesini sağlayabilir. Ancak yasa dışı elektrik kullanımı gibi riskler, düzenleyici önlemleri hızlandırma ihtiyacını da beraberinde getiriyor.
Genel olarak değerlendirildiğinde Malezya, düzenleme, teknoloji, kurumsal yapı ve kültür eksenlerinde kurduğu dengeyle dijital varlık alanında yeni bir merkez olmaya aday. Tiger Research, ülkenin bu dinamik yapısı sayesinde İslami finans ile Web3 endüstrisi arasında köprü olabileceğini ve özgün dijital varlık modellerini dünya çapında yayma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
Yorum 0