Trump’a Yakın İsimlerden Bitcoin(BTC) Yatırımı: Ticaret Politikaları Çıkar Çatışması mı Doğuruyor?

Donald Trump’ın Çin ile yürüttüğü ticaret politikaları uzun vadeli ekonomik belirsizlikleri artırırken, ona yakın bazı isimlerin Bitcoin(BTC) başta olmak üzere kripto para ve ilgili sektörlere yatırım yaptığına dair işaretler artmaya başladı. Ticaret politikalarının açıklanmasının hemen ardından belirli varlıklara yönelen yatırımlar ise çıkar çatışması iddialarını gündeme getiriyor.

Hafta başında Trump yönetimi, Çin’e uygulanacak ek gümrük vergilerinde bazı erteleme kararları açıkladı. Ancak aynı anda ABD Ticaret Bakanlığı, rüzgar türbinlerinden seyyar vinçlere, demiryolu araçlarından motosiklet ve inşaat makinelerine kadar 400’den fazla alüminyum temelli ürüne yeni gümrük vergileri uygulamaya başlama kararı aldı. Söz konusu kararlar, çok sayıda sektörü kapsadığı için piyasalardaki belirsizliği daha da derinleştirdi.

Bu gelişmelere ilişkin olarak, ABD Ulusal Yabancı Ticaret Konseyi(NFTC) yaptığı resmi açıklamada, uygulanan gümrük politikalarının şirketlerin büyümesini duraklattığını, operasyonel karmaşaya neden olduğunu ve hukuki riskleri büyüttüğünü ifade etti. Trump’ın düzensiz gümrük vergisi politikalarının yalnızca küresel tedarik zincirlerini değil, aynı zamanda ABD içindeki firmaları da zor durumda bıraktığı görülüyor.

Özellikle bu ticaret gerilimlerinin süreklilik kazanması, Trump’a yakın bazı yetkililerin doğrudan kripto para ve bu piyasalardan etkilenen sektörlere yatırım yaptığı yönünde analizlerin yapılmasına neden oldu. Ticaret kısıtlamalarının arttığı dönemlerde yatırımcıların alternatif varlıklara, özellikle Bitcoin(BTC) gibi kripto paralara yönelmesi dikkat çekerken, bu üst düzey isimlerin durumu fark ederek kripto varlıkları bir ‘yatırım aracı’ olarak değerlendirdiği görüşü öne çıkıyor.

Trump’ın ekonomi politikalarının yalnızca kısa vadeli siyasi kazanımları hedeflemediği, aynı zamanda piyasalar üzerinde uzun vadeli etkiler yarattığı düşünüldüğünde, bu kripto para bağlantıları sadece tesadüf değil, ‘siyaset ile yatırım arasındaki yapısal bağın bir parçası’ olarak da değerlendiriliyor. Uzmanlar, “Makro politikalarla varlık piyasaları arasında doğal bir ilişki kurmak normaldir ancak karar alıcının bu yatırım ilişkisine doğrudan dahil olması çok daha farklı bir konu” yorumunu yapıyor.