Ethereum(ETH) arzının %70’i yalnızca 10 adreste: Merkeziyetsizlik tartışması derinleşiyor

Ethereum(ETH), merkeziyetsizlik vizyonuna rağmen, günümüzde dolaşımdaki ETH’lerin yaklaşık %70’inin yalnızca 10 cüzdan adresinde toplanmış durumda. Ancak bu adreslerin büyük bölümü bireysel yatırımcılara değil, staking sözleşmeleri, merkezi kripto borsaları veya kurumsal yatırım fonları gibi **protokol temelli altyapı sahipliği**ne ait olduğundan, geleneksel kripto para balinalarından farklı bir yapıya sahip.

2025 yılının Ağustos ayı itibarıyla zincir üstü verilere göre, en büyük 10 cüzdanın elinde bulundurduğu ETH miktarı yaklaşık 83,9 milyon adet. Bu da toplam dolaşımdaki 120,71 milyon adet ETH’nin %70’ine denk geliyor. Bu oran, merkeziyetsizlik hedefinden uzaklaşma endişelerini beraberinde getirse de, bu varlıkların büyük kısmı staking havuzlarına, borsa cüzdanlarına veya kurumsal saklama hesaplarına ait. Bu nedenle, bu yoğunlaşmayı sadece balina yatırımcılara yorarak değerlendirmek yanıltıcı olur.

Öne çıkan cüzdanlardan biri, Ethereum’un hisse ispatı (PoS) sisteminin çalışmasını sağlayan **Beacon deposit contract**. Bu akıllı sözleşmede şu anda 65,88 milyon ETH tutuluyor ve bu miktar toplam arzın yaklaşık %55’ine karşılık geliyor. Bu sistemde kullanıcılar belirli miktarda ETH’yi kilitleyerek doğrulayıcı olarak görev alabiliyorlar.

İlk 200 cüzdan esas alındığında ise toplam 62,76 milyon ETH’lik bir varlık göze çarpıyor. Bu rakam, toplam arzın %52’sine karşılık geliyor. Bu adreslerin çoğu da staking sözleşmeleri, borsa likidite havuzları, köprü tokenleri ve saklama fonları gibi yapılar içeriyor. **Bitcoin(BTC)** balina cüzdanlarından farklı olarak, bu adresler çoğunlukla aktif bir biçimde işlem yapılıyor. Bu durum, Ethereum’un **DeFi**, kurumsal altyapılar ve getiri sağlayan mekanizmalar gibi alanlarda çok yönlü kullanım imkanı sunduğunu; yani *gerçek kullanıma dayalı bir varlık* olduğunu gösteriyor.

ETH, başlarda bireysel yatırımcıların ağırlıkta olduğu bir dağılıma sahipken, artık Coinbase gibi **küresel borsalar**, BlackRock, Fidelity gibi **geleneksel finans kurumları**, ve halka açık şirketlerin yer aldığı platform merkezli bir yapıya evrilmiş durumda. Özellikle BlackRock’un yönettiği **ETHA fonu**, milyonlarca ETH’yi elinde tutarak, ETH’nin sıradan bir altcoin olmanın ötesine geçtiğini ve **şirketlerin bilanço varlığı** olarak önem kazandığını ortaya koyuyor.

2025 yılının ortalarında şekillenen *Ethereum zenginler listesi*, bireylerden ziyade sistem ve platformların ağırlıkta olduğu yeni bir düzene işaret ediyor. Bu dönüşüm, Ethereum’un **sadece bir kripto para değil, geleceğin finansal altyapısını oluşturan bir ağ** haline geldiğini gösteren önemli bir başka işaret olarak değerlendirilebilir.