Solana(SOL) ağında güçlü büyüme: DeFi, RWA ve altyapıda rekor veriler

2025’in ikinci çeyreğine ait Solana(SOL) ekosistemi ve ağ verileri, Messari Research raporuna göre belirgin bir yükseliş eğilimini ortaya koydu. DeFi, gelir üretimi, gerçek dünya varlıkları (RWA), staking ve altyapı gibi farklı alanlarda kayda değer gelişmeler gözlemlendi. Bu veriler, Solana’nın genel pazar rekabetçiliğini artırdığı yönünde yorumlandı.

Solana, merkeziyetsiz finans (DeFi) toplam kilitli değer (TVL) açısından %30,4 artışla 8,6 milyar dolara ulaştı. 2024 Kasım’ında Tron’u geride bıraktıktan sonra TVL bakımından ikinci sıradaki yerini korudu. Camino, %33,9’luk bir TVL artışıyla 2,1 milyar dolara ulaşarak liderliğini pekiştirirken, Raydium ve Jupiter sırasıyla 1,8 milyar dolar ve 1,6 milyar dolarlık TVL değerleriyle istikrar gösterdi.

Ağ üzerindeki uygulamaların gelir üretim kabiliyeti ile ilgili ‘Uygulama Gelir Yakalama Oranı (RCR)’ da çarpıcı bir şekilde arttı. Messari Research’e göre, Solana’nın RCR oranı, ilk çeyrekte %126,5 iken, ikinci çeyrekte %211,6 seviyesine çıktı. Bu durum, uygulamaların ağda harcanan ücretlerden daha fazla gelir elde ettiğini ve ekosistemin gelir modeli açısından olgunlaştığını gösteriyor.

Gerçek dünya varlıklarının (RWA) değeri de dikkat çekici şekilde büyüdü. Solana ağındaki toplam RWA değeri çeyreklik bazda %23,9 artarak 390,6 milyon dolara ulaştı. Ondo Finance’in USDY ve OUSG ürünleri, sırasıyla 175,2 milyon dolar ve 79,6 milyon dolarlık paylarla başı çekerken, ACRED, BUIDL ve syrupUSDC gibi yeni RWA varlıkları da hızla büyümeye devam etti.

Teknik açıdan da önemli değişiklikler yaşandı. Anza tarafından geliştirilen ve yeni bir konsensüs mekanizması olan ‘Alpenglow’ ile blokların nihai onay süresi büyük ölçüde kısaltılacak. Mevcut blok sonlanma süresi yaklaşık 12,8 saniyeyken, bu süre 100 ila 150 milisaniyeye kadar düşürülecek. Bu değişikliğin, yıl sonundaki Breakpoint topluluk testnet’inde değerlendirildikten sonra ana ağa entegre edilmesi bekleniyor.

Altyapı tarafında ise, Fire Dancer ve Franken Dancer adlı yeni istemcilerin ana ağda kullanılmaya başlamasıyla birlikte çeşitlilik ve merkezsizleşme artmış durumda. Özellikle Franken Dancer, şu anda 124 doğrulayıcı tarafından kullanılıyor ve ağın %11’lik kısmında stake edilmiş durumda. Chainlink ve MetaMask’in Solana desteğini duyurması da ekosistemin genişlemesini hızlandıran önemli gelişmeler oldu.

ABD pazarında da önemli bir başarı elde edildi. ABD’de ilk kez onaylanan staking odaklı kripto para ETF’i olan ‘Rex-Ospray Solana Staking ETF’ haziran ayında piyasaya sürüldü. Ek olarak, Solana bazlı spot ETF’ler için dokuz ayrı ihraççının başvurusu beklemede. Bu gelişmeler, kurumsal sermayenin girişini kolaylaştırarak SOL için daha yüksek likidite ve yatırım cazibesi sağlayabilir.

Öte yandan, ağın genel GSYİH’si çeyreklik bazda %44,2 azalarak 576,4 milyon dolara gerilerken, spot ve türev DEX üzerindeki günlük ortalama işlem hacimleri sırasıyla %45,4 ve %28,5 azaldı. Bu düşüş, ‘meme coin’ furyasının sakinleşmesi ve kullanıcı etkinliğindeki duraksamayla ilişkilendirildi. Ancak Messari Research, bu geri çekilmelerin Solana’nın uzun vadeli büyüme eğilimi üzerinde kalıcı bir etkisi olmayacağını ve özellikle RWA, DePIN ve son kullanıcı odaklı uygulamalar alanındaki benimsenmenin orta-uzun vadeli ivmeye katkı sunacağını belirtti.

SOL’un dolaşımdaki piyasa değeri çeyreklik bazda %29,8 artışla 82,8 milyar dolara ulaştı. Bitcoin(BTC), Ethereum(ETH), Tether(USDT), Ripple(XRP) ve Binance Coin(BNB)’in ardından kripto para sıralamasında altıncı sırada yer aldı. Nakamoto katsayısı 21’e kadar yükselirken, ağda 39 ülkeye dağılmış 1.058 doğrulayıcı aktif olarak görev yapıyor. Bu durum, güvenlik ve merkeziyetsizlik dengesinin korunduğunu gösteriyor.

Genel tabloya bakıldığında, Solana bu çeyrekte ağ teknolojisinin güçlendirilmesi, uygulama gelirlerinin artırılması, gerçek dünya varlıklarının zincir üstüne entegrasyonu ve kurumsal benimsenmenin ilerletilmesi gibi dört ana başlıkta önemli adımlar attı. Bazı göstergelerde kısa vadeli düşüşler görülse de, ekosistemin çeşitlenmesi ve altyapının dayanıklı hale gelmesi uzun vadeli büyüme için sağlam bir temel oluşturduğu şekilde değerlendiriliyor.