Fidelity'nin Küresel Makro Strateji Direktörü Jurrien Timmer, Bitcoin(BTC)'in yatırım getirisi açısından listenin en üst sıralarında yer almasının ‘doğal’ olduğunu savunarak dikkatleri üzerine çekti. Timmer, Bitcoin’in altın ve küresel hisse senetleriyle birlikte getiri tablolarında üst sıralarda yer almasının makul olduğunu belirtti. ABD’deki ekonomik yapı ve yapay zeka(AI) odaklı teknoloji hisselerinin yükselişiyle bu durumun desteklendiğini de vurguladı.
Timmer, Bitcoin’in özellikle ‘sınırlı arz’ özelliğinin, satın alma gücü azalan itibari para birimlerine karşı giderek daha cazip bir yatırım alternatifi haline geldiğini belirtti. ABD’deki maliye politikalarındaki agresiflik ve yapay zekaya dayalı şirketlerin öncülüğündeki büyük hisselerin güçlü performansı, Bitcoin gibi riskli varlıkların yeni bir yükseliş dönemine girmesi için güçlü bir temel oluşturuyor.
Yılın başlarında Timmer, Bitcoin’in altının klasik varlık rolünü alabileceğine dikkat çekmiş ve yılın ikinci yarısından itibaren altının ‘bayrağı’ Bitcoin’e devredeceğini öngörmüştü. Ancak gerçekte altın, dijital varlıklara kıyasla daha istikrarlı bir performans sergileyerek üstünlük sağladı. Örneğin, son dönemde altın fiyatı ons başına 3.650 dolar seviyesini aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Bu durum, birçok yatırımcının ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu yıl içinde faiz indirimine gideceği beklentisini fiyatladığını işaret ediyor.
Bitcoin ise zaman zaman rekor seviyelere ulaşarak altınla bir ‘denge’ yakaladığı şeklinde yorumlansa da, bu ralliler hız kesince fiyatlarda gerileme yaşandı. Ancak Timmer bu durumun uzun vadeli yatırım döngüsünün hâlâ ‘orta aşamalarında’ bulunduğuna işaret ettiğini ve iyimserliğini koruduğunu belirtiyor.
Ayrıca Timmer, Fed’in varlık alım programlarını yeniden başlatma ihtimaline dair görüşünü de paylaştı. Ona göre bu senaryo hem Bitcoin hem de altın için güçlü bir katalizör olabilir çünkü klasik döngü olan ‘merkez bankası likidite genişlemesi → fiat para değer kaybı → kıt varlıkların değer kazanması’ mekanizması yeniden devreye girebilir.
Öte yandan bazı yatırımcılar, Bitcoin’in ‘yarılanma döngüsü’nün geçerliliğini koruyup korumadığını sorguluyor. Kurumsal yatırımcı girişlerinin artmasıyla, daha önce bireysel yatırımcılar tarafından yönlendirilen dört yıllık döngü modelinin zayıflaması muhtemel görülüyor. Ancak Timmer, bu yapısal değişime rağmen Bitcoin’in ‘hard money’ yani sağlam para olma niteliğini sürdüreceğini ve ağ büyüklüğü ile birlikte klasik döngüsünü devam ettireceğini savunuyor.
Sonuç olarak Timmer, altının konumunu koruduğunu ancak Bitcoin’in de giderek küresel varlık piyasasında eşit statüde bir oyuncuya dönüştüğünü düşünüyor. Ona göre bu iki varlık arasında rekabetten çok ‘birlikte var olma’ süreci işliyor. Nihayetinde, Fed’in hangi politikaları benimseyeceği ve kurumsal yatırımcıların ilgisinin kalıcı olup olmayacağı, Bitcoin’in gelecekteki seyrinde belirleyici olacak.
Yorum 0