BloFin Research tarafından yayımlanan son rapora göre, ‘staking’ özelliğine sahip Ethereum(ETH) borsa yatırım fonları (ETF), kripto para piyasasında önemli bir dönüm noktası olabilir. Mevcut Ethereum ETF’leri ‘staking’ desteği sunmadığından ek gelir üretme imkanı sınırlıydı. Ancak bu özelliği içeren ETF’lerin piyasaya sürülmesi halinde kurumsal yatırımların artması ve ağın gelişimi açısından önemli bir değişim yaşanması bekleniyor.
Ethereum ETF’leri, yatırımcıların ETH’yi doğrudan saklama gereği duymadan yatırım yapabilmelerini sağlayan finansal ürünlerdir. 2024 yılında spot Ethereum ETF’lerinin onaylanmasının ardından bu ürünler kurumsal yatırımcılar arasında hızla popüler hale geldi. Ancak bu ETF’lerde ‘staking’ özelliğinin bulunmaması, Ethereum’un benzersiz gelir modelinden faydalanmayı zorlaştırdı. 2022’de gerçekleştirilen ‘Merge’ güncellemesi ile Ethereum ağı, iş kanıtı(PoW) mekanizmasından hisse kanıtı(PoS) mekanizmasına geçti. Böylece ETH sahipleri, ağ güvenliğini desteklemek için ‘staking’ yaparak ödüller kazanmaya başladı. Ancak mevcut ETF’ler yalnızca fiyat hareketlerini yansıtırken, ‘staking’ yoluyla elde edilebilecek ek getirilerden mahrum kalıyor.
Bu noktada, 2025 yılının Şubat ayında Cboe BZX borsası, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na(SEC) 21Shares Core Ethereum ETF’sinin ‘staking’ özelliğini içermesi için bir başvuruda bulundu. Eğer bu başvuru onaylanırsa, diğer ETF ihraççılarının da benzer adımlar atması ve Ethereum ETF’lerine daha büyük sermaye akışının gerçekleşmesi muhtemel. Halihazırda Kanada, İsviçre ve Hong Kong gibi bölgelerde ‘staking’ uyumlu Ethereum ETF’leri işlem görüyor ve yatırımcılar yıllık ortalama %3-4 oranında ‘staking’ getirisi elde ediyor.
BloFin Research, kurumsal yatırımcıların ‘staking’ destekli ETF modeline büyük ilgi göstereceğini öngörüyor. Günümüzde kurumsal yatırımcılar, saklama riskleri, düzenleyici belirsizlikler ve operasyonel zorluklar nedeniyle doğrudan ‘staking’ yapmaktan kaçınıyor. Ancak, bu fonlar sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmek mümkün olacak. Aynı zamanda, pasif gelir sağlama imkanı sunması, Ethereum ETF’lerinin piyasadaki cazibesini artıran bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Ancak bu yeni ETF modelinin hayata geçirilmesi için hâlâ bazı engeller aşılmalı. Öncelikle, likidite sorunu ön plana çıkıyor. Çünkü ‘staking’ yapılan Ethereum’un belirli bir süre kilitli kalması nedeniyle anında nakde çevrilememesi mümkün. Ayrıca, ağ yoğunluğu durumlarında çekim işlemleri gecikebilir ve bu da ETF’lerin piyasadaki likiditesini etkileyebilir. Bir diğer kritik konu ise ‘staking’ işlemlerini kimin yöneteceği. ETF ihraççılarının kendi doğrulayıcılarını mı çalıştıracağı, merkezi hizmet sağlayıcılarla mı çalışacağı ya da merkeziyetsiz ‘staking’ protokollerini mi kullanacağı konusu, hem regülasyonlar hem de teknik altyapı açısından çeşitli zorluklar doğuruyor. SEC’in geçmişte Coinbase ve Kraken gibi merkezi ‘staking’ platformlarını düzenlemeye tabi tuttuğu düşünüldüğünde, bu konuda net bir yol haritasına ihtiyaç duyuluyor.
BloFin Research raporu, ‘staking’ destekli Ethereum ETF’lerinin piyasaya sunulması durumunda ETH arzının azalabileceğini ve bunun fiyat üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturabileceğini belirtiyor. Daha fazla ETH’nin ‘staking’ için ayrılması dolaşımdaki arzı sınırlayarak fiyat üzerinde pozitif bir etki yaratabilir. Ayrıca, ETF aracılığıyla gerçekleştirilen ‘staking’in uzun vadede Ethereum ağının güvenliğini de artırması bekleniyor.
Önümüzdeki birkaç ay içinde SEC’in bu konuda vereceği kararın, Ethereum ETF pazarını önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor. BlackRock, Fidelity ve Grayscale gibi büyük yatırım şirketlerinin konuya ilgisi göz önüne alındığında, ‘staking’ özellikli Ethereum ETF’lerinin giderek yaygınlaşması ve yeni bir yatırım trendi haline gelmesi oldukça olası.
Yorum 0