Canton Network, blokzincir ve kurumsal finans arasında köprü kuruyor

Tiger Research, yayınladığı son raporda Canton Network’ün blokzincir idealleri ile finans kurumlarının pratik ihtiyaçları arasındaki boşluğu kapatmaya yönelik stratejilerini mercek altına aldı. Rapora göre proje, Daml akıllı sözleşmeleri tabanlı ‘tercihli şeffaflık mimarisi’ ile blokzincirin radikal ilkeleriyle kurumsal dünyadaki uygulama beklentileri arasında *yenilikçi* bir denge kurmayı hedefliyor.

Blokzincirin temelini oluşturan ‘radikal şeffaflık’ ve ‘merkezsizleşme’ kavramları, bireysel kullanıcılar için cazip olsa da, kurumsal yatırımcılar açısından *kişisel veri gizliliği*, *düzenleyici uyumluluk* ve *kontrol mekanizmalarının* gerekliliği nedeniyle genellikle sınırlı pilot denemelerde kalıyor. Tiger Research’e göre, bu ikilem karşısında Canton Network’ün sunduğu model, idealizm ile uygulanabilirlik arasında güçlü bir köprü kurmayı başarıyor.

Canton Network, kamusal izinli (public permissioned) yapı sayesinde hem düzenleyici gereklilikleri hem de veri gizliliğini aynı anda karşılayabiliyor. Projenin çekirdek protokolü olan Daml, işlem tarafları arasındaki ‘hak ve yükümlülükleri’ net şekilde tanımlar ve tüm süreci ‘atomik bileşenler’ temelinde işler. Bu sayede kurumsal finans süreçlerinin blokzincir üzerinde detaylı ve otomatik şekilde yürütülmesi sağlanıyor.

Aynı rapor, Canton Network’ün uluslararası finansal düzenlemelerde de *etkin sonuçlar* verdiğini ortaya koyuyor. Özellikle Basel düzenlemelerine uygun olan ‘Group 1’ varlık statüsünü karşılayabilmesi, blokzincir tabanlı varlık yönetiminde sermaye maliyetlerini büyük ölçüde azaltıyor. Bunun somut örneklerinden biri, ABD Hazine tahvillerinin Canton üzerinden başarıyla blokzincir üzerinde işlem görmesi olarak gösteriliyor.

Ağ, tek bir zincirden ziyade ‘ağların ağı’ yaklaşımını benimsiyor. Katılımcı düğümler, yerel CSP’ler ve küresel vCSP’ler hiyerarşik bir mimari oluşturuyor. Tiger Research’e göre bu yapı, ağın *paralellik* ve *ölçeklenebilirlik* konularında gerçek finansal piyasaların ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye ulaşmasını sağladı. Şu an itibarıyla, Canton Network saniyede 2’den fazla işlem gerçekleştiriyor ve günlük işlem hacmi 2,5 milyonun üzerine çıkmış durumda.

Projenin token tasarımı da alışılmışın dışında. Canton Coin sadece ağ katılımcılarına katkı karşılığı dağıtılıyor; ön satış veya risk sermayesi firmalarına ön tahsis yapılmıyor. Kullanılan işlem ücretleri otomatik olarak yakılıyor ve yeni coin’ler sadece *gerçek kullanıcılar* için üretiliyor. Bu mekanizma, ağın *adil* ve *sürdürülebilir* olmasını destekliyor.

Kurumsal güvene dayanan genişleme ise dikkat çekici. 2025 Haziran’ında, DRW Trading ve Tradeweb’in öncülük ettiği yatırım turunda Canton 135 milyon dolar fon topladı. Bank of America, DTCC, Circle, Citadel Securities gibi tanınmış finans kurumlarının katıldığı ilk hafta sonu içindeki on-chain likidite etkinliği de başarıyla tamamlandı. Şu an itibarıyla Canton Network üzerinde işlem gören tokenlaştırılmış varlıkların toplam değeri 6 trilyon dolara ulaşmış durumda.

Canton Network artık yalnızca teknik bir altyapı değil; blokzincir teknolojisi ile geleneksel finans dünyası arasında *gerçekleşebilir bir köprü* rolünü üstlenmiş durumda. Finansal sistemlerin karmaşıklığını, yasal gereksinimlerini ve operasyonel ihtiyaçlarını titizlikle hesaplayan mimarisi sayesinde, blokzincirin *kurumsal düzeyde* uygulanabilirliği de giderek artıyor. Gelecekte gayrimenkul, sanat eserleri ve emtia gibi gerçek varlıkların tokenlaştırılmasının hızlanmasıyla birlikte, Canton’un yön verdiği pratik blokzincir tabanlı sermaye piyasalarının yaygınlaşması bekleniyor.

Bu yönüyle Canton Network, blokzincirin idealist felsefesi ile kurumların pratik gereksinimleri arasındaki çatışmayı bir ‘uzlaşma’ ile değil, *çözüm* ile ele alıyor. Tiger Research bu durumu “idealler ile gerçekler arasında mümkün olan bir orta yol” olarak nitelendirirken, Canton’un blokzincir inovasyonunun *gerçek kanıtı* olduğunu vurguluyor.