Ripple’ın Baş Teknoloji Sorumlusu David Schwartz, XRP’nin ‘escrow’ (emanet) yapısı hakkında yaptığı yeni açıklamalarla kripto piyasasında dikkatleri üzerine çekti. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda Schwartz, henüz dolaşıma girmemiş XRP’lerin ‘gelecekteki teslim hakkı’nın ticaret konusu olabileceğini belirtti. Bu açıklama, XRP’nin yıllardır tartışılan arz tablosunu yeniden gündeme getirirken, XRP'nin ‘supply tokenomisi’ne dair farklı bir bakış açısı sundu.
Schwartz, son gönderilerinde XRP’nin piyasa değeri hesaplamasıyla ilgili tartışmalara cevap verirken, önemli bir noktaya parmak bastı. Ona göre, dolanmayan ve escrow sözleşmelerine kilitlenmiş XRP’ler doğrudan piyasaya sürülemese de, ileride dağıtılacak bu varlıkların ‘alım hakkı’ bir üçüncü tarafa devredilebilir ya da satılabilir. Schwartz, bu hakkın yasal olarak *transfer edilebilir* olduğunu vurgularken, escrow özelliğinin sadece teknik bir kilitleme mekanizması olduğuna dikkat çekti.
Şu anda XRP’nin toplam arzı 100 milyar adet. Bunun yaklaşık 65 milyarı dolaşımda yer alırken, geri kalan 35 milyar token ise escrow hesaplarında bekletiliyor. Ripple’ın verilerine göre, bu miktar toplamda 14.180 farklı sözleşmeye bölünerek, 35 milyar 463 milyon 997 bin 81 XRP’ye ulaşıyor. Bu da XRP arzının yaklaşık %30’una denk geliyor. Uzun süredir bu rezervler “kullanılamaz” olarak değerlendirilse de, Schwartz’ın çıkışı bu tanımı bir kez daha tartışmaya açtı.
Öte yandan, XRP ile Bitcoin(BTC) gibi büyük kripto paraların piyasa değerinin nasıl hesaplandığı da tartışmanın merkezinde yer aldı. Bitcoin’in piyasa değeri, cüzdanlardan kaybolmuş ya da yıllardır hareket etmeyen coin’lerin de dahil olduğu toplam arz üzerinden hesaplanıyor. XRP’de ise yalnızca dolaşımdaki miktar baz alınıyor. Bu fark, XRP’nin mevcut piyasa değerinde ‘potansiyel bir düşük değerleme’ yaşadığı yönündeki görüşleri destekliyor.
Schwartz’ın açıklamaları, Ripple’ın escrow sistemiyle ilgili yeni bir noktayı gün yüzüne çıkardı: Ripple bu kilitli tokenları teknik olarak piyasaya süremezse de, gelecekteki teslim hakkını *gelir kalemine* dönüştürebilir. Bu durum, piyasa likiditesine doğrudan etki etmese de, XRP üzerindeki *mülkiyet hakları* nedeniyle varlığın değerlemesini etkileyebilir.
Bu aynı zamanda XRP'nin, gelecekte potansiyel olarak ETF ürünleri ya da türev araçları için temel alınabilecek yapısını daha karmaşık hale getiriyor. Özellikle regülasyon kurumları ve kripto projeleri arasında farklı arz tanımlarının olması, bu tür ürünlerin geliştirilmesinde ek belirsizlik yaratabilir. Nitekim, XRP gibi arzı sınırlı ama gelecekte kilitli varlıklar üzerinden dolaşıma çıkması beklenen projelerde, geleneksel varlık sınıflarından farklı bir *değerleme yaklaşımı* gerekebilir.
Sonuç olarak, Schwartz’ın bu çıkışı XRP’nin yalnızca mevcut dolaşım miktarına odaklanan piyasa değeri hesaplamalarını sorgulatıyor. Ripple’ın escrow stratejisinin, yalnızca bir ‘kilitleme’ aracı değil, aynı zamanda *alınıp satılabilir bir geleceğe yönelik hak* olduğu ihtimali, XRP yatırımcılarının yanı sıra tüm altcoin piyasası açısından yeni tartışma başlıkları yaratabilir.
Yorum 0