Almanya'nın en büyük borsası Deutsche Börse’nin iştiraki olan Clearstream, blokzincir temelli tokenleştirme platformu ‘D7 DLT’nin resmi lansmanını yaptı. Platform, geleneksel finans kurumlarının ‘token altyapısının’ etkin biçimde devreye alınmasıyla beraber kripto ve finans dünyasında ‘önemli bir adım’ olarak görülüyor.
Clearstream, bundan dört yıl önce D7 platformunun merkezî versiyonunu piyasaya sunmuştu. Bu geleneksel sistem aracılığıyla günümüze kadar yaklaşık 44 milyar euro (yaklaşık 64 trilyon Kore wonu) değerinde tahvil ve yapılandırılmış ürün ihracı gerçekleştirildi. Şimdi ise tamamen dağıtık defter teknolojisi (DLT) üzerine inşa edilen ‘D7 DLT’ platformu, Avrupa merkezli müşterilere yönelik gerçek ihraca başladı.
Avrupa’nın önde gelen merkezi saklama kuruluşlarından (CSD) biri olan Clearstream, bu yeni platformla birlikte ‘CSDR’ (Merkezi Saklama Kurumu Yönetmeliği) gerekliliklerine de tam uyum sağladığını vurguladı. D7 DLT, mevcut merkezi saklama altyapılarına entegre bir şekilde çalışabiliyor. Bu da blokzincire temkinli yaklaşan yatırımcılar için cazip bir giriş noktası sunuyor. Diğer yandan Web3 girişimleri ve DLT’ye daha açık yatırımcılar, Deutsche Börse’nin de yatırımcısı olduğu izinli ağ ‘360X’ ile doğrudan entegrasyon kurabiliyor.
Yeni sistem ilk etapta Lüksemburg merkezli Clearstream Banking SA üzerinden eurobond piyasasında kullanıma sokulacak. Ayrıca Clearstream, Euroclear ile birlikte toplam büyüklüğü 14 trilyon euroyu (yaklaşık 2 kentilyon Kore wonu) bulan eurobond piyasasında tokenleştirme için ortak bir veri standardı üzerinde çalıştı. Bu ortaklık, eurobond piyasasının dijital dönüşümünü hızlandırmaya hazırlanıyor.
Tokenleştirilmiş tahvil alanında öncü adımlar atan Avrupa Yatırım Bankası(EIB) da Clearstream’in müşterileri arasında yer alıyor. Piyasa uzmanları, D7 DLT’nin yakın gelecekte EIB tarafından dijital tahvil ihracı için kullanılma olasılığını oldukça yüksek görüyor.
Clearstream’in bu hamlesi, ‘blokzincir teknolojisinin geleneksel finans altyapılarında nasıl gerçek anlamda uygulanabileceğini’ gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendiriliyor. Özellikle Euro Bölgesi içinde dijital menkul kıymet ihracının ‘regülasyon dostu’ bir çerçevede genişlemesi açısından dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Yorum 0