Haberler 
Coin Bilgisi 
Hakkımızda 
Tiger Research, son yayımladığı raporunda robotik teknolojilerin gerçek dünyada uygulanmasına bir adım daha yaklaştıran ‘OpenMind’ projesine odaklandı. Açık kaynaklı bir çalışma ortamı ile blokzinciri tabanlı ağ yapısını bir araya getiren sistem, üretici bağımsız robotlar arasında ‘iş birliği’ olasılığını artırarak *robotik sanayide bir paradigma değişimini* tetikliyor.
Son dönemde küresel robotik pazarı, niteliksel bir dönüşümün eşiğinde. ABD merkezli Figure, Tesla(TSLA), Boston Dynamics ve Çinli Unitree gibi dev firmalar, ardı ardına yeni nesil insansı robotlar tanıtarak teknolojik çıtayı yükseltti. Örneğin, 1X Technologies’in geliştirdiği ev tipi robot ‘Neo’, aylık 499 dolara kiralanabiliyor ya da 20 bin dolarlık sabit ücretle satın alınabiliyor. Bu da robot teknolojisinin sanayiden çıkarak günlük yaşama entegre olabileceğini gösteriyor.
Ancak süreçte kritik bir sorun öne çıkıyor: *farklı türden robotların birlikte çalışamaması*. Robotlar genellikle yalnızca belirli markaya özgü, kapalı ekosistem içinde iletişim kurabiliyor. Örneğin, temizlik robotu ve mutfak robotu aynı mekanda olsalar bile birbirlerinin konum verilerini paylaşamıyor ya da kullanılan veri formatlarının uyuşmaması nedeniyle koordinasyon sorunu yaşanıyor. Bu durum, *makine ekonomisinin (Machine Economy)* ölçeklenmesine ciddi bir engel oluşturuyor.
İşte bu yapısal sınıra doğrudan çözüm geliştiren modelin adı OpenMind. Tiger Research raporunda, OpenMind tarafından önerilen iki temel yapıtaşı olan açık kaynaklı çalışma düzeni ‘OM1’ ve blokzinciri esaslı ağ katmanı ‘FABRIC’ hakkında detaylı teknik analizler paylaşıldı.
OM1, farklı donanımları kullanan tüm robotların ortak dili konuşabildiği bir ortam sağlıyor. Robotlar topladıkları tüm verileri doğal dile çevirerek merkezi bir kanal üzerinden paylaşıyor. Bu bilgiler, büyük dil modeli (LLM) sayesinde analiz ediliyor ve alınacak aksiyonlar belirleniyor. Böylece her robot kendi donanımını korurken, doğal dil tabanlı arayüz sayesinde farklı cihazlarla sorunsuz şekilde çalışabiliyor.
FABRIC ise blokzincire dayalı *güven katmanı*. ERC-7777 standardına göre her robota özgün bir dijital kimlik veriliyor. Bu kimlikler sayesinde her cihazın görev durumu, konumu ve çevresel algı verileri doğrulanabiliyor. Ağdaki diğer robotlar çarpraz doğrulama yaparak işlemleri teyit ediyor; çalışmaların geçmişi ise zincirler üzerinde kayıt altına alınıyor. Ayrıca, makineler arası *otomatik ödeme ve mutabakat* sağlayan bir ‘Makine Ödeme Protokolü (MSP)’ de sistemde yer alıyor.
OpenMind teknolojisi, ayrıca *yapay zekâ güvenlik katmanı* içererek fiziksel güvenliğe de önlem getiriyor. Dış tehdit sezildiğinde sistem otomatik olarak riski algılayıp kendini durduruyor. Örneğin, bir robot çocuk yakınına keskin bir alet taşıyarak yaklaşırsa, sistem bu durumu ‘tehlike’ olarak tanımlayıp robotu devre dışı bırakıyor. Tiger Research, bu özelliği robotik toplumlarda bir tür güvenlik bariyeri olarak değerlendiriyor ve güvenilir makine ekonomisinin ön koşulu olarak tanımlıyor.
OpenMind, bugüne dek Pantera Capital’den 20 milyon dolarlık yatırım aldı. Ayrıca Unitree, Deep Robotics ve Ubtech gibi birçok robot üretici firma da ‘OM1’ teknolojisini doğrudan sistemlerine dahil ederek ekosistemi hızla büyütüyor. Ancak buna rağmen, fiziksel çalışma ortamlarının karmaşıklığı ve blokzincir ağı kurulumundaki pratik sorunlar hâlâ önemli teknik sınamalar oluşturuyor.
Tüm bu sınırlamalara rağmen OpenMind tarafından sunulan vizyon dikkat çekici: karar alan, kendi başına hareket eden ve diğer robotlarla ‘ekonomik ortak’ gibi iş birliği kuran bir sistem. Tiger Research, bu modeli *geleceğin robotik ekosistemi için temel altyapı* olarak değerlendiriyor ve uzun vadeli teknolojik dönüşüm için tarihi bir eşik olarak yorumluyor.
Yorum 0