DeFi’nin Geleceği Veri Altyapısındaki Sınırlar Nedeniyle Tehlikede
Merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosisteminin geleceği, mevcut veri altyapısının yetersizliği nedeniyle tehdit altında olabilir. Yüksek performanslı blok zincirleri sayesinde işlemler artık çok daha hızlı gerçekleşse de, veri işlemenin temel altyapısında yaşanan eksiklikler inovasyonun önünü tıkıyor ve geniş çapta benimsenmeyi zorlaştırıyor.
Pangea'nın kurucusu ve CEO’su Maxim Legg, “Blok zincir sektörü merkeziyetsizlik ve teorik hız konusunda iddialı olsa da, pratikteki veri işleme süreçleri hâlâ 20. yüzyıl teknolojilerine dayanıyor" dedi. Legg, “Web2 dünyasında 20 saniyelik yüklenme süresi kabul edilemez olduğuna göre, Web3 için de aynı standartlar geçerli olmalı” diye ekledi. Günümüz web kullanıcılarının %53’ünün üç saniyeden uzun yükleme sürelerine tahammül edemediğini belirten uzmanlar, benzeri bir gecikmenin DeFi’nin benimsenme oranını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.
Özellikle Aptos gibi yüksek performanslı blok zincirleri saniyede binlerce işlemi gerçekleştirebilse de, mevcut veri altyapısının bu hıza ayak uyduramaması büyük bir sorun olarak gösteriliyor. Birçok proje, hâlâ Postgres ve Kafka gibi geleneksel veritabanı sistemlerine dayalı indeksleme çözümlerine güveniyor. Ancak bu sistemler, blok zincirine özel veri gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kalıyor.
Altyapıdaki eksiklikler yalnızca hızla sınırlı değil. Pek çok geliştirici ekibin kendi veri sistemlerini kurmak zorunda kalması, hem maliyetleri hem de operasyonel yükü artırıyor. Şu anda geliştirme kaynaklarının %90’ı veri altyapısını inşa etmek için harcanıyor ve bu durum, tüm blok zincir ekosisteminin ilerleyişini yavaşlatıyor.
Özellikle zincirler arası arbitraj işlemleri gerçekleştiren piyasa yapıcılar (market maker’lar), yalnızca rakipleriyle değil, aynı zamanda verimsiz veri altyapısıyla da rekabet etmek zorunda kalıyor. Yüksek hacimli işlem yapan önemli ticaret firmaları, her saniye yüzlerce düğüm çalıştırarak hızlarını korumaya çalışıyor. Bu durum, mevcut sistemlerin piyasa taleplerine artık yeterince karşılık veremediğini açıkça gösteriyor.
Çözüm, veri mimarisinin temelden yeniden tasarlanmasında yatıyor. Legg, “Gelecekteki veri sistemleri merkezi yapıdan uzaklaşmalı ve veriyi doğrudan kullanıcılara iletmelidir” diyerek, gecikme süresinin 100-150 milisaniye seviyelerine çekilmesi gerektiğini savundu. Böylece dağıtılmış bir ortamda daha istikrarlı ve verimli bir veri akışı sağlanabileceği belirtiliyor.
Bu değişim, yalnızca performans iyileştirmesi değil, aynı zamanda DeFi’nin gerçek bir finans altyapısı olarak kabul görmesi için kritik bir adım olarak görülüyor. Blok zincir tabanlı türev piyasalarının hızla büyümesiyle birlikte, merkezi borsalar yerine zincir üzerindeki fiyat keşif mekanizmalarına olan ihtiyaç arttı. Gerçek zamanlı veri akışının sağlanamaması, piyasa etkinliğini olumsuz etkileyecektir.
Legg, “Şu anki sistemde aşırı sayıda düğüm kullanılmasına rağmen tutarlı bir performans elde edilemiyor, bu sürdürülebilir bir model değil” diyerek uyardı. “Gelişmiş bir veri altyapısı olmadan, DeFi’nin geniş çapta kabul görmesi zor olacak” şeklinde konuştu. Günümüz blok zincirlerini “yüksek performanslı bir motorun bisiklet tekerleğine bağlanması” ile kıyaslayan Legg, veri altyapısındaki eksikliklerin giderilmemesi durumunda DeFi’nin geleceğinin belirsiz olduğunu vurguladı.
Sektör kaçınılmaz olarak bu değişime ayak uydurmak zorunda kalacak ve gerçek zamanlı veri erişimi kritik bir gerekliliğe dönüşecektir. Legg, veri altyapısındaki yeniliklere uyum sağlayamayan projelerin zamanla rekabet gücünü kaybedeceğini belirterek, “Gerçek bir merkeziyetsiz finans ekosistemi inşa edebilmek için veri altyapısının dönüşümü şart” dedi.
Yorum 0