SEC Üyesi Peirce: Kripto varlıkların gizliliği ve self-custody temel haktır

Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) üyesi ve kurum bünyesindeki Kripto Görev Gücü’nün başkanı Hester Peirce, kripto varlıkların *'kendi cüzdanında saklanması (self-custody)'* hakkı ile *işlem gizliliği*nin korunması gerektiğini bir kez daha vurguladı.

3’ünde yayınlanan ‘The Rollup’ adlı podcast’e katılan Peirce, “Ben özgürlüğün sıkı bir savunucusuyum (*freedom maximalist*)” diyerek, bireylerin varlıklarını doğrudan saklama hakkının temel bir insan hakkı olduğunu söyledi. Peirce, “Varlıklarımı saklamam için neden araya bir başkasını koymak zorundayım ki? Bu ülke temel değer olarak ‘özgürlüğü’ savunuyor, bu konunun bile tartışılıyor olması bana inanılmaz geliyor. Elbette, bireyler kendi varlıklarını kendileri saklayabilmeli” dedi.

Kripto varlıkların *kendi cüzdanında saklanması*, yani kullanıcıların üçüncü bir taraf olan banka ya da merkezi borsa yerine, kendi cüzdanlarında doğrudan saklaması anlamına geliyor. ABD’de kripto varlık saklama ve alım-satımına yönelik regülasyonların sıkılaştırılması, bireysel gizlilik ve doğrudan mülkiyet hakkı tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Peirce, kripto para sektöründe *serbest piyasa ilkeleri* ve *teknolojik inovasyonu* desteklemesiyle tanınıyor. Daha önce de SEC’in kripto endüstrisini aşırı derecede regüle ettiğini ve bunun uygun olmadığını defalarca dile getirmişti.

Peirce’in bu son açıklamaları, Başkan Trump’ın Bitcoin(BTC) ve diğer kripto para sahiplerinin özgürlüklerini desteklediğini açıklamasının hemen ardından geldiği için ayrıca dikkat çekti. Trump, ABD’nin *dijital özgürlüklerini* koruyacağını sıkça vurgulayarak, Merkez Bankası Dijital Parası’na (CBDC) karşı olduğunu da açıkça belirtmişti.

Kripto varlıkları sahiplenme hakkı giderek daha fazla *politik bir tartışma* haline gelirken, Peirce’in çıkışı, hem gelecekteki politikaların şekillenmesi hem de bireysel haklar konusundaki tartışmalara önemli katkı sağlayacak gibi görünüyor.

Yorum: ABD’de bireysel ‘self-custody’ hakkı ve işlemlerde gizlilik talepleri güçlenebilir. Bu da kullanıcıların donanım cüzdanlarına olan ilgisini artırabilir. Aynı şekilde, gizlilik odaklı projeler ve teknolojilere olan yatırım talebini de tetikleyebilir.