ABD’den kriptoya tarihi adımlar: Trump affı, yeni SEC başkanı ve Bitcoin stratejisi

2025 yılı, kripto varlık piyasası için belirsizlikleri aşarak regülasyonlara dahil edilme yolunda önemli adımların atıldığı bir dönem olarak öne çıktı. MEXC Ventures'a göre, ABD hükümetinin regülasyonları gevşetmesi ve politikadaki değişimler, piyasayı *genel anlamda* etkilerken, sistemik risk kaynaklı ani fiyat dalgalanmaları ve likidasyon olayları da piyasadaki kırılganlığı gözler önüne serdi.

Yılın en simgesel gelişmesi, Başkan Trump'ın göreve gelir gelmez Ross Ulbricht'i affetmesi oldu. Bu olay, yalnızca bireysel bir af kararı olarak değil, kripto varlık endüstrisine yönelik politikaların dostane bir yöne evrildiğinin işareti olarak değerlendirildi. Bu eğilim devamında kripto yanlısı bir SEC başkanının atanmasına ve “Operation Chokepoint 2.0” uygulamasının sona erdirilmesine yol açtı. MEXC Ventures, bu gelişmelerin kripto varlıkların stratejik olarak regülasyon sistemine dahil edilmesinde dönüm noktası olduğuna dikkat çekti.

Mart ayında ABD Senatosu, IRS’in DeFi ile ilgili regülasyon tasarısını resmi olarak iptal ederek, merkeziyetsiz finans alanında *mahremiyeti koruma konusunda* net bir pozisyon aldı. Aynı zamanda ABD hükümeti, ‘Dijital Varlıklar Görev Gücü’nü kurdu ve ‘Amerikan Bitcoin Stratejik Birimi’ni hayata geçirerek atıl durumdaki kripto varlıkları kamu varlıklarına dönüştürme projesini başlattı. Bu girişim, ABD’nin Bitcoin başta olmak üzere dijital varlıkları makroekonomik stratejisine entegre etmesinin ilk adımı olarak değerlendiriliyor.

Temmuz ayında ise ABD Temsilciler Meclisi, regülasyon çerçevesini netleştirme yönünde önemli ilerlemeler kaydetti. ‘GENIUS Yasası’ ile sabit coin’lere yönelik düzenlemeler yürürlüğe girerken, kripto varlık piyasası yapısına dair ‘Clarity Yasası’ da değerlendirme sürecine alındı. Bu adımlar; kripto borsaları, brokerlar ve altyapı sağlayıcıları için daha öngörülebilir bir ortam oluşturdu.

Özel sektör tarafında ise yatırımcıların ilgisi dikkat çekti. Eski adıyla MicroStrategy olan Strategy firması, dönüştürülebilir tahvillerden ve nakit akışlarından elde ettiği kaynakla Bitcoin alımlarını sürdürdü ve Temmuz itibarıyla 670 bin BTC’lik bir stokla toplam arzın %3’ünden fazlasına ulaştı. Bu gelişme, yalnızca tek bir şirketin tercihi değil, aynı zamanda dünya genelindeki kurumların kripto para birimlerini *uzun vadeli değer saklama aracı* olarak benimsemeye başladığının göstergesi oldu.

Ancak piyasanın volatil doğası da kendini göstermeye devam etti. 10 Ekim’de Bitcoin(BTC) 126.000 dolar seviyesine ulaştıktan hemen sonra ABD’nin gümrük politikalarına dair haber üzerine türev piyasalarında fazla kaldıraçla işlem yapan yatırımcılar ağır şekilde etkilendi ve birkaç saat içinde yaklaşık 20 milyar dolarlık pozisyon zorunlu olarak likide edildi. Bu olay, denetimsiz kaldıraç kullanımının ne kadar kırılgan bir yapıya yol açabileceğini net olarak ortaya koydu.

Ayrıca, kripto varlıklara dayalı borsa yatırım fonlarının (ETF) onay süreçlerinin hız kazanmasıyla birlikte Solana(SOL), Litecoin(LTC) ve Ripple(XRP) gibi çeşitli altcoin tabanlı ETF’ler resmi olarak piyasaya sürüldü. Bu durum, geleneksel finans kurumlarının kripto sektörüyle entegrasyonunu daha da hızlandırdı.

SEC ile Ripple arasındaki uzun süredir devam eden dava da sonuçlandı. XRP’nin piyasa içindeki alım satımı ve ihraç biçimi yasal bir çerçeveye oturtuldu. MEXC Ventures, davanın sona ermesinin ABD'deki kripto regülasyonlarının daha *pragmatik ve uygulamaya dönük* bir karakter kazanmasında etkili olduğunu belirtti.

Sonuç olarak, 2025 yılı kripto varlık sektörünün kurumsallaşma yolunda somut adımlar attığı bir yıl oldu. Hukuki netlik, regülasyon temelli altyapı girişimleri ve büyük firmaların uzun vadeli stratejileri sektörü desteklerken; yüksek kaldıraç kullanımı ve ani piyasa gerilimleri, halen çözülmesi gereken temel yapısal sorunlar olarak ortada duruyor. 2026 yılı ise bu temel üzerine kurulacak sürdürülebilir *iş modellerinin* başarısını belirleyecek önemli bir dönemeç olacak.